Tatili İstanbul'da geçirecek olanlara ilginç bir gezi önerim var: Diriliş Ertuğrul ve Kuruluş Osman ile Destan gibi dünyaca ünlü Atv dizilerine ev sahipliği yapan Bozdağ Film Platoları, tarih severlerin ziyaretine açıldı.
Platoya gelen ziyaretçiler, Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Bey'in ve babası Ertuğrul Gazi'nin yaşadığı Kayı Obası'nı ziyaret edebiliyor, Osmanlı'nın kurulduğu Söğüt'teki dükkanları ve dekorları gezebiliyorlar. Ayrıca buradaki şerbetçide Osmanlı şerbeti ve birçok el yapımı içeceğin tadına bakabiliyor, Yenişehir'in ve Söğüt'ün büyülü sokaklarında dolaşıp geleneksel el sanatlarını deneyimleyebiliyorlar.
Ziyaretçiler için tarihi bir yolculuk olan gezintide klasik Türk mimarisi ile bezenmiş Ürgenç Çarşısı ve Harzemşah Sarayı da görülebiliyor. Bunun dışında ziyaretçiler Osman Bey'in Konağı'nda eski Türk aile yaşantısının izlerini görebiliyor, obada ve platonun belirli noktalarında kostüm ve aksesuarlarla fotoğraf çektirebiliyor, usta at binicileri eşliğinde atlı gezintilere çıkabiliyorlar.
Osmanlı'nın kuruluş döneminde en çok etkisi olan medeniyetlerden olan Bizans'ın mimarisine sahip İnegöl Kalesi de gezilip dönem insanlarının yaşamına tanıklık edilebiliyor.
NOT: Pazartesi ve pazar günleri saat 10.00-20.00 arasında açık olan 'Riva Mah. Riva Cad. No: 35/1 Beykoz / İstanbul' adresindeki platolar için 444 38 89 no'lu telefondan iletişim sağlanabiliyor.
Çin'de taş kızartması
Haber bültenlerinde ya da sosyal medyada mutlaka izlemiş olmalısınız. Çin'de yeni bir yemek büyük rağbet görüyormuş: "Taş kızartması." Nehirden toplanan taşlar özel bir sos ile karıştırılıp, tavada kızartılarak servis ediliyormuş. İnsanlar da soslu taşı emip, yere fırlatıyormuş...
Haberi izleyince bizdeki "Tencerede taş kaynatmak" deyimi aklıma geldi. Bu deyim, yokluğa karşı umudu teşvik etmek için kullanılır. Bir annenin çocuklarına yedirecek hiçbir şeyi yokmuş. Sabahtan ateşin üzerine bir tencere su koyar, içine taşları atar, karıştırıp dururmuş. Çocuklar "Çok acıktık" dedikçe, anne de "Biraz sabredin, şimdi olacak yemek" deyip, onları avuturmuş.
Siz bakmayın Çin'in son dönemde eriştiği refah düzeyine. Çin, açlığın ne olduğunu iyi bilir. Dönem dönem kuraklık, sel, çekirge istilası gibi doğal afetler yüzünden kıtlık çektiği, yüzbinlerce insanını açlıktan yitirdiği dönemler olmuştur. Yani yoklukta hem bağırlarına hem midelerine "taş basmaya" alışkındırlar. Ama bu seferki yokluktan değil, tokluktan...
Bu ne karmaşa?
Pazartesi 17.50 sularında Rusya'da darbe girişiminde bulunan paralı asker grubu Wagner ile ilgili bir son dakika gelişmesi yaşandı. Wagner'in başındaki Prigojin son derece kritik bir açıklamada bulundu. Ancak aynı açıklama üç ayrı haber kanalında üç ayrı şekilde izleyiciye duyuruldu.
NTV: "Prigojin. Wagner 1 Temmuz'da varlığına son verecek."
CNN TÜRK: "Prigojin: Wagner 1 Temmuz'da lağvedilecekti."
TRT Haber: "Prigojin: Wagner 1 Temmuz'a kadar varlığına son vermek zorunda."
Doğrusunu A Haber'den öğrendim. Meğer Prigojin, Wagner'in Rusya toprakları içinde ortadan kaldırılmasını önlemek için böyle bir harekata girişmişti.
Şeref kürsüsü
Meis Adası'ndan Kaş'a kadar 7 kilometrelik güzergahı 3 saat 44 dakikada yüzerek geçen Down sendromlu yüzücü Gökhan Kotan'ı tüm yüreğimle kutluyorum. Helal olsun sana ve seni yetiştirenlere.
Zap'tiye
Çeşme'de tuvalet ücreti 50 lira olmuş. Yerken tamam da bari çıkartırken kazıklamasalar...
Ne demiş?
Atv'nin dizisi Üvey Anne'de anneanne torununa acı haber veriyordu: "Annen melek oldu." Ömer şaşkındı: "Ama benim annem zaten melekti..."