Bir alkollü içki firmasının reklamı türedi. Sosyal medyada dönüp duruyor... "O gün geldiğinde sen nasıl kutlayacaksın?" sloganıyla sürüp gidiyor. Sonra beyaz kadehler beliriyor ellerde. Gencecik kızlar, delikanlılar tokuşturup "kelle" oluyorlar.
"O gün geldiğinde..." Neye işaret ettiği, hangi güne atıfta bulunduğu belli de, adlı adınca telaffuz edemiyorlar korkularından. En sonunda "29 Ekim günü geldiğinde sen nasıl kutlayacaksın?" deyip, kıvırıveriyorlar...
Kimsenin yediği içtiğiyle ilgilenmek adetim değildir. Dileyen, dilediği gibi yaşamakta özgürdür. Her koyun kendi bacağından asılır sonuçta... Ama sanki bu ülkede alkol yasağı varmış, dileyen "aksırıp, tıksırana kadar" içmiyormuş gibi davranarak, "O günü beklemek", ayık kafaların işi değil zannımca.
Kim bilir belki de "O gün" zil zurna sarhoş olanlar değil, şükür namazı kılanlar çoğunlukta olur...
Gitti cancağızım!..
Acım büyük... (!) Atv'nin fenomen dizisi Ben Bu Cihana Sığmazam'ın renkli karakteri Tatavlalı son bölümde kurşunlara geldi, elek gibi oldu. Mişon ile beraber, mizahi kişiliğiyle bu sert dizinin keskin köşelerini törpüleyen Tatavlalı'yı çok özleyeceğim doğrusu. Ama kapıyı azıcık aralık bırakmakta da fayda var. Çünkü burası kimsenin bir türlü ölemediği BBCS... İster misiniz, bu da Cezayir'in bir oyunu olsun?
Bu arada "hain" ilan edilen Kurban'ın aslında Cezayir ile Firuze'nin hayatını kurtarmak için Tatavlalı ile pazarlığa tutuştuğu, yani aslında bir kahraman olduğu ortaya çıktı. Dedim ya, burası BBCS, burada hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Her türlü sürprize açık olmak gerekir.
Diğer yandan Cezayir, Bekir'in deşifre etmesi sonucu öldürülen Beyler Divanı üyelerinin yetim çocukları için evinde eğlence düzenledi. Hani hep sorar dururdum ya, "Mafya dizilerinde her bölüm 10-15 kişi ölür, bunların aileleri ne yapar?" diye... BBCS nihayet onların "ağaç kovuğundan çıkmadığını" ispatladı.
Bay Bay Jesus'la her maç zor
İşte böyle yazmıştım iki hafta önce... Ne yazık ki, her geçen lig haftası beni doğruluyor. Arda iki gol atıp, "bir puanı" getiriyor, ben "Şimdi bana Arda'sız günlerimi verseler" diye Sezen şarkıları söylüyorum. 17 yaşındaki aynı Arda, tribünlere el kol hareketi yapan 71 yaşındaki Jesus'u kolundan çekip "tribün linçinden" kurtarıyor. Haftalardır hata üstüne hata yapan Samet'ten koca Fenerbahçe'ye stoper olmayacağını Metin Şentürk görüyor, Bay Bay Jesus görmüyor.
Yakında tribünlerde yeni bir tezahürat duyarsanız, şaşırmayın:
"Serdar Dursun, Jesus gitsin!"
Yok devenin nalı!
Geçenlerde bu sütunlarda size anlı şanlı gazeteciler (!) tarafından ekranlarda telaffuz edilen saçma sapan bir seçim komplosundan bahsetmiştim. Sözde özel bir kağıda basılacak seçim pusulalarında saat 17.00'den sonra Kılıçdaroğlu'na basılan mühürler silinip, Erdoğan'ın yerinde belirecekti. Eminim kargaların gülmekten midelerine kramp girmiştir.
Bir başka akıl uçuran komplo teorisi ise 5G teknolojisi üzerinden üfürüldü. Bu saçmalığa göre; AK Partililer seçim günü baz istasyonlarından beyinlerinize 5G enerjisi gönderip, oylarınızı Cumhur İttifakı'na vermenizi sağlayacaklarmış. Şu hayal gücüne bakar mısınız?
15 Mayıs sabahının suçlusu yine Kılıçdaroğlu olmayacak belli ki...
Bunlara inananların oy kullanma ehliyetinin geri alınmasını öneriyorum.
Şeref kürsüsü
Her fırsatta deprem bölgesine koşup, çocukları mutlu etmek için maddi ve manevi her türlü fedakarlığa katlanan sevgili Acun Ilıcalı, milletin gönlündeki yerini her gün biraz daha sağlamlaştırıyor.
Zap'tiye
Selçuk Bayraktar ve Berat Albayrak son 10 yılda bu ülkeye CHP'nin 60 yılda yaptığından daha çok fayda sağladılar. Belli ki Uzun Adam, damat seçmeyi de iyi biliyor.
Ne demiş?
"Dikkat! Çardak çevresinde öpüşmek, oyneşmek, gıdıkleşmek, kokleşmek, cilveleşmek, garmeleşmek yasaktır. Pruva Pansiyon." (Ege'den bir uyarı levhası)