Bu bayram, yaşadığımız deprem felaketi yüzünden yüreğimizin bir yarısı buruk, bir yarısı ise umut doluydu.
Ben de bu bayram farklı duygular yaşadım. Zaten içimdeki sevinç daha arife gününde Filyos'ta ateş almıştı. Hem gurur, hem minnet, hem yükselen özgüvenimiz, hem de evlerimize ulaşacak ücretsiz doğalgazın mutluluğu bayram gününe ayrı bir heyecanla uyanmamı sağlamıştı. Erkenden otomobile doluşup doğruca İstanbul'un tarihi yarımadasına doğru yola çıktık. Kendimce bir program yapmıştım. Önce Sirkeci'de TCG Anadolu gemimizi gezecek, sonra restorasyonu tamamlanan ve o gün Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yeniden açılan Sultanahmet Camii ve bir asır sonra ibadete açılan Ayasofya Camii'ni ziyaret, ardından Gülhane Parkı'nda temiz hava, sonra olmazsa olmazım Tarihi Sultanahmet Köftecisi'nde mütevazı bir ziyafet ve dönüş...
TCG ANADOLU İZDİHAMI
Ancak anladım ki bunu planlayan tek kişi ben değilmişim. "İstanbul bayramda gezilir" düsturum o anda patladı. Karaköy'den Yenikapı'ya kadar trafik kilit. Bu özel gün için Büyükşehir Belediyesi tarafından alınan tek önlem yok. Zira otoparklarda otomobil park edecek tek metrekare kalmamış. Bir de Sirkeci'den iskeleler tarafına geçmek isteyenlerin kural tanımazlığı... Yayalara kırmızı yanmasına rağmen, takan yok. Otomobilimizin kaputunun üzerine basarak karşıya geçenler bile oldu vallahi... Buraya mutlaka ikinci bir yaya üstgeçidi şart.
Neyse, içimizdeki sevinç ve coşku öyle büyük ki, bu kez trafikten bile keyif alıyoruz neredeyse. Gelin görün ki, TCG Anadolu'nun ziyaretçi kuyruğu bir buçuk kilometre... Sadece uzaktan görüp, yüreğimizle okşayabildik küpeştesini... Bu gemi mutlaka Türkiye'nin tüm limanlarını gezmeli. Çünkü insanımız gururlandıkça özgüven kazanıyor, özgüven kazandıkça moralleniyor, geleceğe dair inanç ve umudu artıyor.
ÇİM YASAKLI PARK
Ardından gençliğimin unutulmaz anılarına ev sahipliği yapan Gülhane Parkı'nın yolunu tuttuk. Ne demişti Nazım? "Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda / Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında..." Arayıp da bulamadığımız belediye zabıtaları orada çim nöbeti tutuyorlarmış meğerse... Kimsenin ayağını çimenlere bastırmıyorlar. Ellerinde düdük ve telsizle herkesi betona doğru kovalıyorlar. Turistler şaşkın. Dünyanın çime basılması yasak tek parkını hayretle izliyorlar... Yakından göremediğimiz TCG Anadolu'yu belki yukarıdan görürüz umuduyla o çok sevdiğim tepedeki çay bahçesini soruyorum. "Yıllar önce toprak kayması olduğu için kapatıldı" diyorlar. Yahu toprak kayması dediğin, bir istinat duvarıyla halledilecek bir şey değil mi? İstanbulluyu bu şahane keyiften mahrum etmeye değer mi?
Bu arada Büyükşehir Belediyesi toplu ulaşımı bayram süresince ücretsiz yapmış. Ama olağanüstü yoğunluğu öngöremeyip, insanları kaderine terk etmiş. Özellikle tramvaylarda büyük izdiham vardı. Millet, çoluk çocuk eziliyor, hareket edemeyen araçlar yüzünden bölgedeki trafik felç oluyor, vatandaş çareyi kilometrelerce yürümekte buluyordu.
Minareleri, kubbeleri onarılmış Sultanahmet Camii, tek kelimeyle mükemmel olmuştu. Şahane eseri gezip dua ettik.
CAMİ ENFES OLMUŞ
Sonraki istikametimiz Sultanahmet Camii oldu. Minareleri, kubbeleri onarılmış, tek kelime ile "mis gibi" olmuş. Allah yapandan da, onarandan da bin kere razı olsun. Eşim namazını kılıyor, biz Ela ile bu şahane eseri geziyor ve dua ediyoruz. Büyükşehir'in tüm aymazlığına rağmen tarihi yarımadaya çivi çakan da var şükür ki... Doğalgaz müjdesi, TCG Anadolu mucizesi, Sultanahmet Camii'nin yeniden ışıldayan halesi ve nihayet 23 Nisan'ın yüreklerimizi umutla, sevinçle dolduran neşesi... Bazıları bahar gelecek diye bekleyedursun, memleketime çoktan bahar gelmiş bile...
Gaf kürsüsü
Boğaziçi Üniversitesi son sınıfta okuyan ve yüksek lisans için Cambridge Üniversitesi'ne kabul edilen Milyoner yarışmacısı Oğuz, "Hangisi memelidir?" sorusuna "Postu ve boynuzu olan" yerine "Kuş tüyleri ve gagası olan" cevabını verince üçüncü soruda elendi.
Zap'tiye
Seçime 25 gün kala Halkbank davasını kapatıp, F16'ların satışına onay vererek Türkiye'ye yanlayan ABD de Kılıçdaroğlu'ndan ümidi kesmiş görünüyor.
Ne demiş?
Prof. Nihat Hatipoğlu, Darülaceze'de 70 yaşındaki amcaya sordu: "Bizden bir isteğin var mı?" Amca çok netti: "Evet var, evlenmek istiyorum. Mümkünse 65 yaşında olsun."