Her cumartesi olduğu gibi bugün de söz Yakından Kumanda okurlarında. Köşemize düzenli katkı veren okurlarımızdan Şerife Nalan Yılmaz, Koronavirüs karşısında giderek azalan duyarlılığa bu kez bir televizyon stüdyosundan örnek vermiş:
"Yüksel Bey merhabalar, 28 Eylül 2022 günü yayınlanan 2. Sayfa programına konuk olan İpek Tanrıyar köh köh öksürürken "Korona'yım galiba" dedi. Sunucular Müge ve Gülşen kısa süreli şaşkınlık ve panik yaşadılar ama sonrasında programa normal şekilde devam ettiler. Bence ekran başındakilere kötü örnek oldular. Korona şüphesi olan bir konuğa programın o an devam edebilmesi için müsamaha gösterdiler. Artık Koronalı günlere alışmış olsak da bu yaklaşım bana biraz tuhaf geldi.
Aynı gün izlediğim MasterChef 2022'de ise yemek yaparken konsept Sıfır Atık'tı. En az malzeme ve en az atıkla yemek yaptı yarışmacılar. Düşünce güzeldi ama her bölümde olduğu gibi yemekleri tadan şeflerin tabağında yine yemek kaldı. En azından sıfır atığa dikkat çektikleri bölümde bari tabaklardaki yemekleri bitirselerdi keşke... İyi çalışmalar..."
Ah bu kulaklıklar!
Köşemize sürekli katkı veren okurlarımızdan Ramazan Budaklar, geçen hafta kulaklıkların neden olduğu kazalarla ilgili yorumuma hem destek vermiş hem de çözüm önermiş:
"Telefon ve eklentilerinin gündelik hayatımıza etkisini iyi görmeliyiz. En çok da üreticiler! Birkaç genç, başları önde gözleri telefonda yürüdükleri için başlarına kamera koymuş, bir uygulama ile telefon ekranından yolu gözlemeye çalışıyor. Komik değil mi bu? Japonya'da da önlerine bakmadan yürümeleri ve dış sesleri duymadıkları için çok sayıda insan hayatını kaybetmiş. Çözüm olarak kulaklık takılı kişilerin yürümesi için yollar yapılmış! Ne büyük çözüm değil mi?! Neden kulaklıklarda dış ortam sesini duymuyoruz? Bir tasarım hatası nedeniyle birçok kişi ölüyor. Kulaklıkların tek amacı kullanan kişinin dinlediği seslerin dışarıdan duyulmamasını sağlamak mı? Üreticilerin dış seslerin duyulmasını sağlayacak bir tasarım değişikliği yapması gerekir. O kadar basit ki bu... Kulaklıklar telefonun mikrofonu üzerinden kontrollü elektronik bir yolla ya da fiziksel bir iletim yoluyla, -ki basit bir iki delik bile olabilirdış sesleri kulağa iletecek şekilde tasarlanıp üretilmelidir. Bu değişiklik yüzlerce kişinin hayatını kurtarır. Tüketici hakları açısından bakıldığında kulakların dış ortam seslerini duyabilmeleri bir haktır aynı zamanda. Araba fiyatına telefon satıldığı günümüzde bu çözümleri uygulamak çok masraf gerektirmez. Selam ve dua ile, hürmetler..."
Acun'a dost tavsiyesi
Değerli okurum ve meslektaşım Muharrem Akduman, geçen hafta yaptığım Hull City analizinden yola çıkarak, kulüp başkanı Acun Ilıcalı'ya son derece samimi tavsiyelerde bulunmuş:
"Günaydın Yüksel'ciğim, Acun yakın dostum, birkaç kez de Survivor'a ziyaret için gittim. Geçenlerde bir mesaj gönderdim, dedim ki: 'Sevgili kardeşim, futbol takımı satın alıp, para kazanmak hayaldir. Bunu para babası Arap emirleri sadece reklam için yapıyorlar. Zarar etseler de koymuyor onlara. Cazip olsaydı, Rahmi ağabey (Koç), Sakıp ağabey (Sabancı) satın alırdı. Bizim muhitimizin takımı Feriköy idarecileri zamanında yalvardılar Sakıp ağabeye 'Şu kulübü satın alın' diye ama almadı, 'Bu iş bana göre değil' dedi. Sevgili Acun kardeşim; yapacağın tek şey sana bunu satan uyanık Mısır'lı tüccara zararına geri vermek..."
Gaf'let kürsüsü
Fransa'da Montpellier Valisi Hugues Moutouh, kentlerinde bazı suçlara karışan Kuzey Afrika kökenli yabancılar için "Burada istenmiyorlar. Polise talimat verdim, onları rahat bırakmayacaklar" deyince ırkçılık ve ayrımcılık yapmakla eleştirildi.
Zap'tiye
Memleketin doğusundaki 5 şiddetindeki deprem için bültenlerde 10 saniyelik haber yapılırken, İstanbul'da kimsenin hissetmediği 3.1 şiddetindeki deprem üç gün üç gece haberlere konu oldu. Faylarda bile adaletsizce ayırım yapıyoruz.
Ne demiş?
"Kaderimiz yazılırken mürekkebimiz bitmiş oğlum bizim..." (Atv'nin Gül Masalı dizisinden)