Atv'deki Kim Milyoner Olmak İster? bir yarışma programı olmanın ötesine geçip, ağırladığı sıra dışı yarışmacıların fantastik hayat hikayeleri ile bir belgesel-dramaya dönüştü. Beni haftanın iki günü ekrana çeken de bu oluyor. Kimi gün hayvancılık yapan bir köylü kadının genel kültürüne şapka çıkartıyor, kimi gün yitirdiği hafızasını 6 yılda çalışarak geri kazanan yarışmacıya hayran oluyorum. Yarışmacıları seçen ekibe gerçekten de helal olsun.
Bu hafta da Milyoner'e Abdurrahim Korkmaz'ın filmlere konu olabilecek hayat öyküsü damga vurdu. Mardin Nusaybin'de yaşayan Abdurrahim, bir gün belgeselde gördüğü rüzgar sörfüne gönül verdi.
Mardin'den kaçıp Alaçatı'da bir sörf okulunda çalışmak istedi. Îş bulamayınca, sörf okulunun yanındaki bir inşaatta amelelik yapmaya başladı. İzin gününde kiraladığı ekipmanla rüzgar sörfünü kendi kendine öğrendi. Ardından sõrf okulunda getir-götür ve tamirat işleri yapmaya başladı. Bu arada Yelken Federasyonu'nun açtığı kursu bitirip, eğitimci sertifikası aldı. İngilizce öğrenmek için tek kelime yabancı dil bilmemesine rağmen Güney Afrika'nın Capetown kentine gitti. Burada hem İngilizce öğrendi hem de uluslararası sörf eğitmeni lisansı aldı.
Abdurrahim Korkmaz şimdilerde Alaçatı'daki denize sıfır park ettiği karavanının içinde hayalini kurduğu işi yapmanın keyfini yaşıyor.
Abdurrahim yarışmadan ne kadar mı kazandı? Ne önemi var ki? Adam tek başına hayatını kazanmış, daha ne olsun?
Abdurrahim, hepimize insanların öncelikle 'hayallerini gerçekleştirmek için' yaşamaları gerektiğini bir kez daha hatırlattı. Böylelikle benim zor zamanlarımdaki 'jokerim' oldu.
Peki ya Abdurrahim yüzmeyi nerede öğrenmiş dersiniz? Nusaybin'in su kuyularında...
Kendini kuyularda nefessiz hisseden umutsuzlara ders olsun...
Demet Akalın Beyaz'ı nasıl gömdü?
Aslında olay geçen hafta yaşandı ama gündemin yoğunluğu yüzünden yazmaya ancak şimdi sıra geldi.
Demet ve Alişan ile Sabah Sabah programında ikili, İpsos'un En Güvenilir Ünlüler listesini tartışıyorlardı. Sıra Beyazıt Öztürk'e geldiğinde Demet Akalın hayret uyandıran bir ifşada bulundu. Dedi ki, "Beyaz'ın eli de sıkıdır hani. Hatta Alişan'la mukayese edilmeyecek kadar. Beyaz bize Avrupa turnesinde yemek olarak yarım pide verdi. Ay ben de fena gömdüm şimdi Beyaz'ı..."
İğnelemeye Beyaz cephesinden henüz bir karşılık gelmedi. Ama bu açıklamaya en çok Alişan sevinmiş olmalı. 'Akrep cepli ünlüler' listesinde tacını Beyaz'a devrettiği için...
Nusret'e bi 'ton' gönderme
Dünya, Nusret'i konuşmaya devam ediyor. Hikayesi tam bir film öyküsü. Yokluktan, zirveye uzanan muazzam bir macera. Hollywood'un ünlü yıldızlarının bile yan yana fotoğraf çektirmek için adeta sıraya girdiği Nusret'i takdir edenler olduğu kadar, sert bir üslupla eleştirenler de var. Özellikle et yemeyen veganlar ve hayvan hakları savunucuları onun etlere yaptığı şehvetli masaj için "Çocukken hayvan cesetleri içinde yaşamasının bugüne yansıyan travması" teşhisini bile koydular.
Bu aralar sıkça ekrana gelen bir reklamda da Nusret'in kulağı fena halde çınlatılıyor. Dardanel'in "Acaba ton mu yesek?" kampanyasında Nusret'e benzetilen bir karakter ince ince eleştiriliyor.
Etçiler, tavukçular, balıkçılar, veganlar... 80 öncesindeki kaotik siyasal parçalanma sürecinde bile bu kadar fraksiyon yoktu...
Gaf kürsüsü
Milyoner'deki "Hangisinin yazılışı doğrudur?" sorusunda seyirci jokeri kullanan yarışmacı, stüdyodakilerin büyük çoğunlukla "Santranç" demesine aldanıp elendi. (Doğrusu "Satranç" olacaktı ve bu toplu yanıt, eğitim sistemimiz için yeni bir alarm ziliydi)
Zap'tiye
Belçika'da huzurevlerine gidip hediye dağıtan 'süper taşıyıcı' Noel Baba, 75 kişiye koronavirüs bulaştırdı. Maske yetmez, bacalara tel örgü de takın!
Ne demiş?
İbrahim Tatlıses, İbo Şov'da kızı Elif Ada'ya seslenirken gözyaşlarına boğuldu: "Kötü zamanda doğdun. Beni şarkı söylediğim zamanlarda gör isterdim. Beni affet kızım..."