6 yaşımdan itibaren çocukluğum ve gençliğim Bakırköy'de geçti. O dönem Bakırköylü olmak, İncirli Caddesi'nde oturmak büyük bir gurur vesilesiydi. Çünkü İstanbul'un en gelişmiş, en seçkin bölgelerinden biriydi.
Gelgelelim, Bakırköy'ün tuhaf bir ünü de vardı. Ülkenin en büyük akıl hastanesi buradaydı. Bizim ev de ünlü Rahmi Duman Kliniği'nin tam karşısındaydı. Durağın ismi 'Rahmi Duman' olduğu için dolmuşta, minibüste her seferinde "Rahmi Duman'da inecek var" demek biraz zor oluyordu haliyle...
Askere gittiğimde de "Nerelisin?" dediklerinde "Bakırköylü'yüm" diye yanıt verince benim tertipleri bir gülmedir alıyordu. Askerdeki lakabın da böylece kendiliğinden oluşuveriyordu: '46'
46; akıl ve ruh sağlığının yerinde olmadığını, yani cezai ehliyetinin bulunmadığını gösteren raporun bağlandığı ilgili maddeydi. (Şimdilerde değişti) Yani o dönem deliye kibarca '46'lık' derlerdi.
Ali Ağaoğlu'nun Bakırköy'deki yeni konut projesinin ismi beni alıp o yıllara götürdü: 'Bakırköy 46'. Bana göre son derece esprili ve akılda kalıcı bir isim olmuş. "Nerelisin?" "46'lıyım!" Alışması zaman alabilir. Ama zaten İstanbul'un neresinde oturmaya kalkarsanız kalkın şimdiden '46'lık olmayı' göze almışsınız demektir.