Konuşmadan önce düşün, önüne konulan bildiriyi imzalamadan önce oku.
Örneğin...
"Muhtıradan Darbeye... Türkiye'de Siyasetin Açıklamalı Kronolojisi... Ertuğrul Günay-Altan Tuna... Mart- 2021."
1971'den 1982'ye... Muhtıra... Darbe... Bildiri... "Tarih tarih, isim isim."
12 Mart 1971... Muhtırayı "Alkışlayan örgütler... Övgü yağdıran gazeteciler."
"Anayasaya uygun" diyen, "anlı şanlı profesörler."
402 sayfa... Siyasete ilgi duyanlar için, "Başucu kitabı."
"Oku" diyoruz... Ancak... "Garnizon demokratları" okumaya değil de "konuşmaya" meraklılar... Zevzeklik... Slogan... İncir çekirdeğini doldurmayan laflar.
***
Darbecinin sonu
Ahmet Er... 27 Mayıs 1960 darbesinin "lider" kadrosundan... Milli Birlik Komitesi'nin 38 üyesinden biri.
"Darbenin" kitabını yazdı...
"Hatıralarım...
Haziran 2012."
"Yassıada'yı bombalama... Havaya uçurma" projesinden tutun da "Siyasetçilerin, darbecileri nasıl kullandıklarına" kadar, anılar anılar.
Sayfa 187...
Darbeciler toplanıyorlar... General Sıtkı Ulay öfkeleniyor... Sesini yükseltiyor:
- Ulan şu Halk Partisi bizi kullandı kullandı, paçavra gibi kenara atıverdi.
Ahmet Er... Bir parantez açmış:
(Aslında ifade tam olarak böyle değildir... Edep sınırlarını aşan bir beyan olmuştu... Ancak bu kadar yumuşatabiliyorum.)
***
Seçkinler sindiremiyor
Turan Güneş... Efsane Dışişleri Bakanı...
Türk Demokrasisinin Analizi-Agora Kitaplığı. Sayfa 233. Diyor ki:
Şimdi bana kızacaklar ama ben Türkiye'de seçkinlerin demokrasiyi pek içlerine sindirdiklerini sanmıyorum.
Türkiye'de seçkinler, dağdaki, bayırdaki seçmenin milletvekili yaptığı insanların, profesörlerden, basının değerli kalemlerinden ve planlama uzmanlarından daha fazla söz sahibi olduğunu kabullenemiyorlar.
***
Kenan Evren'in anıları
Milliyet Yayınları... 3 cilt... Toplam Bin 458 sayfa.
12 Eylül 1980 darbesinin lideri anlatıyor.
Darbeden önce Genelkurmay'ın kapısını aşındıranlar.
Siyasetçiden işadamına, gazeteciden profesöre...
Şöhretli isimler.
"Paşam" diyorlar:
- Daha ne bekliyorsunuz?
Yaşayan neler görüyor... Evren de gördü... Bir zamanlar, "darbe destekçileri" Genelkurmay'ın önünde kuyruğa dizilmişlerdi... Sonra... Aynı çevrelerden... "Asılsın bu faşist" sesleri yükseldi.
***
Dış destek
Çetin Yetkin... 27 Mayıs 1960 darbesini... 12 Mart 1971 muhtırasını...
12 Eylül 1980 darbesini yazdı.
Türkiye'de Askeri Darbeler ve Amerika... Ümit Yayıncılık... 1995.
Kitapta... "CIA... Amerika'nın Türk siyasetine müdahalesi... Darbelerin arkasındaki isimler... Darbeler ve ABD'nin çıkarları... Amerika'nın Türkiye'deki adamları."
Dış destek olmasaydı... Türkiye, "terör, muhtıra, darbe belalarıyla" uğraşır mıydı?
***
TBMM'de çekilen fotoğraf
Meclis Araştırma Komisyonu raporu...
Kasım 2012.
İki cilt... Toplam Bin 420 sayfa.
"Kapaktaki" yazı:
"Ülkemizde Demokrasiye Müdahale Eden Tüm Darbe ve Muhtıralar ile Demokrasiyi İşlevsiz Kılan Diğer Bütün Girişim ve Süreçlerin Tüm Boyutları ile Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Raporu."
Darbelerin... Muhtıraların... "Fotoğrafı" gibi.
Her şey apaçık ortada... Darbelerin önü-arkası...
Demokrasinin yaralanması... Ağır fatura...
Merak ediyoruz... Bu raporu, Meclis'teki siyasetçilerden kaç kişi okudu?
Çoğunun okuduğunu sanmıyoruz... Neden mi?
Darbe sözü geçince, içi hâlâ, "kıpır kıpır eden" siyasetçi o kadar çok ki.
***
Çağlayangil'in tespiti
İhsan Sabri Çağlayangil... Türk siyasetinin bir başka efsanesi... Vali... Senatör... Cumhuriyet Senatosu Başkanı... Cumhurbaşkanı Başkanvekili.
Kitap... "Anılarım."
346 sayfa... Güneş Yayınları... 1990.
"CIA'yı" anlatıyor...
Uzun uzun... Ayrıntılı.
Ve... Açık açık söylüyor:
- 12 Mart muhtırasının arkasında Amerika vardır... CIA vardır.
Sadece 12 Mart'ın arkasında mı? Dünden bugüne... ABD'nin "arkasında olmadığı" organize iş var mı?
***
Bahçeli haksız mı?
MHP Lideri Devlet Bahçeli...
Emekli amirallerin bildirisine çok ama çok sert tepki gösterdi.
Bahçeli... Yakın siyasi tarihin tanığı.
12 Eylül 1980 darbesinden sonra...
Mamak Askeri Cezaevi...
İşkence... Falaka... Çarmıha gerilmek... Aç ve susuz bırakılmak... Sandalyeye bağlanmak...
Anüse cop sokmak... Husyeleri bağlamak...
Ve daha yazılamayacak pek çok rezillik, çirkinlik.
Bütün bunlar, "Savunma... Alparslan Türkeş" kitabında ayrıntılarıyla yer alıyor.
Olay olay... İsim isim... Tarih tarih.
Başbuğ Türkeş'in, "Yakın çalışma arkadaşı... Genel Sekreteri" Devlet Bahçeli, "Darbe, muhtıra, bildiri" sözünü duyunca, öfkelenmekte haksız mı?
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz