Sinop'un kızları, erkekleri "günde üç vardiya" çalışıyorlar.
Tam 580 işçi.
Günde 24 saat, yılda 365 gün Sinop Cam Fabrikası'nda "bardak, vazo, dekorasyon malzemesi" üretiyorlar.
Ürettiklerinin üzerine "Leonardo" damgası vuruluyor.
Veya "Sandra Rich" etiketi yapıştırılıyor. Ya da "Raywere." Ve Almanya, Yunanistan, İsviçre, Fransa, İngiltere, Japonya, Kanada, İsrail, Lübnan'a gönderiliyor.
Avrupa'da "167 noktada" bu fabrikanın ürünü satılıyor.
"Kaça satılıyor" diyecek olursanız Sinop Cam'ın "bir dolara" ihraç ettiği ürün, Avrupa'da "yedi dolar."
Biz gezerken "binlerce, onbinlerce küçük, sapsız, yuvarlak cam bardak" üretiliyordu.
"Arap ülkelerinin" siparişi. Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Kurumahmutoğlu "mırra bardağı" dedi.
Bizde kahve yaygındır, Araplar'da mırra. Mırranın bardağı "Sinop'tan."
Sinop Cam'ın yıllık ihracatı 7 milyon dolar. Hasan ve babası Mustafa Kurumahmutoğlu fabrikadaki "ek tesisleri" gezdirdiler:
- Yakında devreye girecek... 2500 işçi, üç vardiya üretim ve yılda 20 milyon dolar ihracat... Hedefimiz bu.
Bir kez daha gördük ki, Türkiye'nin sorunu "marka sorunu."
"Zahmeti" biz çekiyoruz.
Parayı "marka" kazanıyor. Sinop Cam "10 dolara" ihraç ediyor. "Markanın sahibi" ise 10 dolara aldığını "70 dolara" satıyor.
Ne diyelim, "zamanla bizim firmalarımız da yavaş yavaş markalaşacaklar."