Kapısında "Melike Hatun Çarşısı" yazar ama...Halk arasındaki adı "Kadınlar Pazarı"dır. Sebze de satılır, meyve de... Peynir, zeytin de satılır, fasulye, nohut da...
Köylü kadınlar kendi yetiştirdikleri ürünleri, yaptıkları ev makarnasını getirip, burada sattıklarından olsa gerek, burası yıllar yılı "Kadınlar Pazarı" diye bilinir.

***
- Hayırlı işler ağalar, beyler... Durumunuz nicedir?
Esnaftan İzzet Karabıyık, Ahmet Orhun ve Hüseyin Kılıç "hoş gelmişsiniz, Konya'mıza sefalar getirmişsiniz" dedikten sonra... Aldılar ele sazı.
Bakalım ne çalıp, ne söylediler: - Yukarıdaki büyüklerimiz ekonomi iyiye gidiyor diyorlar ama, halka yansıyan bir şey yok... Varsa da biz göremiyoruz... Koskoca yaz mevsimi geçti, bir şey anlayamadık.
Ali Vanlıoğlu "çarşının eskilerinden." Tam 40 yıldır burada.
- Ali dayı sen söyle bakalım... Kadınlar Pazarı'nda esnafın işi nasıl?
- Burada mal taze, fiyat ucuz... Fakat satış peşin parayla... Şimdi cır, cır modası çıktı... Millet peşin parayla alışveriş etmiyor, gidiyor cır, cır çektiriyor.
Dinleyen esnaf başını salladı.
- He valla, Ali emmi doğru diyor... Millet gelip burada ucuzunu almıyor.. Parayı sonra öderim diye cır, cır çektiriyor.

***
Konya Ticaret Odası Başkanı Hüseyin Üzülmez kulağımıza eğildi:
- Demek istiyorlar ki, kredi kartıyla alışveriş yapılıyor... Bu esnafta kredi kartı geçmiyor da.
- Kredi kartının Konya'cası cır, cır mı?
- Kredi kartını çeken makine cır, cır diye ses çıkarıyor ya... Cır, cır oradan geliyor.
- Ey Kadınlar Pazarı esnafı... Hoşça kalın.
- Güle, güle gidesin beyim... Gazeteye, Kadınlar Pazarı'nda işler gevşek diye yazasın... Yaz ki, büyüklerimiz durumumuzu anlasın.