Ünye Anadolu Lisesi'nin "kardeşi" olan, Alman lisesi "tarihi bir binada." Okulu gezerken bir salonda "piyano" gördük. Sonra bir başka katta "bir piyano daha" vardı. En alt kata indik "yine piyano." Öğrenciler, boş zamanlarında piyano çalıyorlar. "Herkese yetecek kadar" piyano var. Okulda "dikkatimizi çeken şeylerden biri" bu oldu.
***
Yine büyük bir salona girdik. Müdür dedi ki "sınav salonu." - Sınavlar, sınıflarda olmuyor mu? - Oluyor tabii... Ama lise bitirme sınavı bu salonda yapılıyor. - Yani lise bitirme sınavı mı var? Bu sorumuz üzerine müdür şaşırdı: - Elbette... Lise bitirme sınavına girmeyen nasıl mezun olabilir ki?..
Sizde yok mu? "Eskiden vardı" diye geçiştirdik. Müdür, kolumuzu tuttu: - Nasıl kaldırırsınız? Dikkatimizi çeken bir başka husus da müdürün "bu tepkisi... Kolumuzu sertçe tutması" oldu.
***
Ve dikkatimizi çeken son olay... Bizden "bir sınıfta ders vermemiz" istendi. "Derste ne anlatacağız" diye sorduk. Öğrenciler dediler ki: - Bize Ünye'yi anlat. Hepsinin elinde birer "Ünye kaseti." Hepsi Ünye'nin "tarihini... Coğrafyasını... Caddesini, sokağını, denizini ezbere biliyor." Yine de bizden "Ünye'yi anlatmamızı" istiyorlar. "Siz zaten Ünyeli olmuşsunuz" dedik. Ve "ders vermeden" okuldan ayrıldık.