Bayan Andrea Thomas "edebiyat ve tarih öğretmeni." Bu yaz Türkiye'ye gelen öğrencilere "kafile başkanlığı" yapmış: - Kardeş şehir Ünye'ye gittik... Kardeş lisemizi gördük... İstanbul, Samsun, Ünye, Tokat, Amasya... Heryeri dolaştık.
***
- Öğrencilerim, Türk ailelerin evlerinde kaldılar... Ve sonunda Almanya'ya dönmek istemediler... Ailelerini hiç özlemediler... Ordu ile Ünye arasında doğa çok iyi korunmuş... Aşık olduk.
***
- Ben var kilo almak... Patlıcan yemek... İmam var bayılmak... Neydi o yemek ismi?.. İmam bayildi... Sonra var taze balik... Şişti ben, aldi kilo.
***
Bayan Andrea Thomas Tokat'ı, Amasya'yı öyle bir anlattı ki... Sanırsınız "Türkiye'de tur rehberi." "Tokat'ta tarihi yaşadık... Amasya tertemiz... Kral mezarları... Eski evler restore ediliyor... Türk müziği çok güzel... Hepimiz kaset getirdik.
***
- Ya alışveriş bayan Thomas? - Kocam elektrik mühendisi... Serbest çalışıyor... Türkiye ucuz... Giyecek çok... İç çamaşırı sanki bedava... Tıp okuyan kızıma çamaşır aldım... Elbiseler aldım... Tabii kendime de... Dönünce kocam sordu: Andrea, paraları ne yaptın? - Ne yanıt verdiniz? - Var ben Türkiye'de çok güzel bir söz öğrenmek... Ben söyledim kocaya: Paraları yaptım deve.
***
Bayan Andrea Thomas "şehrimizde ne kadar kalacaksınız" diye sordu. - Kalamayacağız... Bugün ayrılacağız. - Oh!.. Bu çok kötü. - Neden? - Var yarın bizim lisede Türk günü... Türk müzik... Karadeniz folklor. - Bayan Thomas.... Kemençeniz de var mı? - Var ama biz çalamıyor Karadeniz insanı gibi... Siz biliyorsunuz mu Kemençe... Lütfen bize öğretmek... Haydi. - Kusura bakmayın ama kemençe çalmayı biz de bilmiyoruz. - Ama neden?.. Siz bir Türk... Siz öğrenmeli kemençe çalmak... Oynamak... Karadeniz'de insan var çok hızlı oynamak... Sanki fırtına... Ben istiyor her yaz gitmek... Koca verecek para, ben yapacak paraları Ünye'de deve.