Oturdukları yerden klavye silahşörlüğü yapıp ahkam kesenler, sosyal medyadan duyar kasanlar, ajansların ne idiğü belirsiz çağrılarının peşine takılanlar, yalanlarla vatandaşı kandırmaya çalışıp, gerçek ortaya çıkınca yüzleri kızarmayanlar, böylesine büyük bir felaketten oy devşirme telaşına düşenler, fikrini söyleyeni linç edenler, ortamı gerip halkı birbirine düşürmeye çalışanlar…
Samimi söylüyorum, şu beş günde hepsinden midem bulandı...
Herkes mi böyle peki?
Hayır, tabii ki…
Yangını söndürmek için canına dişine takan, imkânlarını seferber eden, elini taşın altına koyan, yardım toplayan sanatçımız da var, işadamımız da, sivil toplum örgütlerimiz de…
İyi örnek arayanlar için izninizle birkaçından bahsedeceğim…
Bodrum'daki yangının ilk gününden beri Çağdaş Holding'in yaptıklarını izliyorum. Nerede ihtiyaç varsa oraya koşuyorlar. Çökertme mi, Mazı mı, Türkbükü mü, Gündoğan mı… Çağdaş İnşaat'ın 41 beton mikseri, 18 pompa makinasını 7/24 seferber ettiler. Yangını söndürmek için ormanlara su taşıyorlar. Teknelerini, restoranlarını, otellerini mağdur vatandaşa açtılar. İnanın, 1.5 yıl sonra yeşillendirilmeye başlanacak ormanlara fidan bağışından daha anlamlı yaptıkları iş…
Sonra Kütahya Porselen Yönetim Kurulu Başkanı Sema Güral Sürmeli… Utana sıkıla paylaşmış yaptıklarını… İyi ki de paylaşmış… Yoksa belki de haberimiz olmayacaktı. Üniversite öğrencisi oğlu, kocası, kayınbiraderi ve çalışanları anında felaket bölgesinde yardıma koyulmuşlar…
Ve AHBAP Derneği'nin kurucusu Haluk Levent… Yangın başlar başlamaz bölgeye gitti. Siyasetle işi yok, terk derdi iyilik… Felaketin yaşandığı yerleri geziyor. İhtiyaç sahibi insanları buluyor, onlara dokunuyor.
Hepsinden Allah razı olsun…
Size de tavsiyem şu: Öyle sosyal medyayı kitle imha silahına çeviren, klavye pehlivanlığı yapan, çay bahçelerinden videolar çeken, ülkece yaşadığımız felaketi umursamayıp, siyasi şov yapanlarını kenara bırakın. İyi örneklere odaklanın…
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz