Yapay zeka çıktı çıkalı teknolojiye artık yetişmek çok zor. Her şey o kadar akıllı ki, insanoğlu çoğu zaman çaresiz kalıyor. Hayatımızı kolaylaştırdığı söylenen teknolojilerden hangisini amacına uygun kullanıyoruz orası tartışılır. Bir ayna düşünün mesela. Baktığınızda, geçmişteki güzel anılarınızı sevdiklerinizle beraber mutlu olduğunuz anları yansıtıyor. O anları görünce haliyle biraz tebessüm edip sinirli agresif halinizden eser kalmıyor. Ya da geleceği gösterdiğini düşünün aynanın. Bir bakıyorsunuz hayalleriniz gerçekleşmiş. Bakınca geleceğe dair umut aşılıyor insana. Düşününce ne kadar güzelmiş, keşke olsa diyorsunuz değil mi? İşte böyle bir ayna olursa ne olur sorusuna cevap arıyor Mucize Aynalar filmi. Mizahımızın ölümsüz ismi Aziz Nesin'in altı farklı öyküsünden uyarlanan filmin başrollerini Şebnem Bozoklu, Cengiz Bozkurt ve Boran Kuzum paylaşıyor. Zerrin Sümer, Eren Demirbaş, İştar Gökseven, İdil Fırat gibi oyuncuların kadrosunda yer aldığı filmi Tolga Örnek yönetiyor. Bozkurt, Şahap Cenabettin adında bu yukarıda bahsettiğim özellikteki aynayı bulan mahalli bir mucit rolünde. Bozoklu da her başarılı erkeğin arkasında karısı vardır denecek cinsten eşinin sırtını sıvazlayan, ümitsiz anlarında ümidini yeşerten karısı Emel rolünde izleyici karşısına çıkıyor....
Filmin parlayan yıldızı ise ilk defa izlediğim gurbetçi kuzen Ali rolündeki Eren Demirbaş. Ali, eniştesini bu teknolojik ayna projesini geliştirmesi için ikna eden, onu Alman ortaklarla tanıştıran, girişimci biraz zevzek bir tip. Herkesin ailesinde vardır bu tarz insanlar. Demirbaş bu dişi rolü öyle kıvamında oynamış ki, ağızda güzel bir tat bırakıyor.
Tat demişken filmin en can alıcı sahnesi, Alman ortakların ağırlandığı yemek sahnesi. Emel, evlerine gelecek müstakbel iş ortakları için annesiyle beraber öyle bir sofra hazırlıyor ki... Dolmalardan böreklere, sarmalardan salatalara 23 çeşit yemek yapıyorlar. Onların, ölümü gör nidalarıyla servis ettikleri yemekleri yiyen Almanlar artık zafiyet geçirirken, seyirci gülme krizine giriyor. İddia ediyorum sırf bu yemek sahnesi için bile film yeniden izlenir. Orada yaşanan dramatik olay sonucu karakola düşen ikili, komisere ifade verirken iki hafta öncesine gidiyoruz.
Film bir yandan da Bir Ölü Aranıyor bölümüyle kesişiyor. Orada da taşıdığı ölüyü kaybeden senaryo yazma hayaliyle yanıp tutuşan ambulans şoförü Kerem'in hikâyesini izliyoruz. Boran Kuzum'un başarıyla canlandırdığı Kerem'in, senaryosunu tanıtmak için yapımcılarla buluştuğu sahne de filmin öne çıkan sahnelerinden biri. Birbirinden bağımsız gözükse de yine ufak tesadüflerle birbirine bağlı bu hikâyeler, dünyaya oldukça yakından geçen bir göktaşının teknolojik aletleri bozmasıyla birleşiyor. Güzel anları hayalleri kaydeden aynalar, o an kaydettiği şeyleri yansıtmaya başlayınca ortalık karışıyor. Birbirinin arkasından konuşanlardan, iş yerinde çalışanlarına sarkıntılık edenlere kadar tüm kötülükler tek tek dökülüyor ortaya. Farklı anlatım tarzıyla filmi, günümüzün 'hayallerin peşinde koşmaktan hayatını yaşayamayan', kaybeden, tökezleyen, büyük hayalleri yakalamaya çalışırken kendi dünyasındaki güzellikleri yitirme tehlikesi yaşayan, yine de vazgeçmeyen 'küçük insanlar'ın büyük hikâyesi olarak da okumak mümkün. Neticede, beklediğimden de iyi bir film olmuş Mucize Aynalar, tavsiye ederim.
Sevimli Panda'nın bilgelik yolculuğu
Animasyon dünyasında önemli bir yer edinmeyi başaran16 yıldır dünya çapında neredeyse 2 milyar dolar gişe yapan Kung Fu Panda filmleri her ülkeden seyirciyi etkilemeye ilgiyle izlenmeye devam ediyor. 2008 yılında Akademi Ödülü adayı olan serinin ilk filmi, DreamWorks Animation'ın en yüksek hasılat yapan orijinal animasyon filmi olmuştu. Sevimli, sakar, şişko bir panda olan Po'nun bir kahramana dönüşmesinin anlatıldığı ilk filmin ardından kahramanımızın yeni maceraları serinin dördüncü filmine taşındı. KUNG FU PANDA 4, efsanevi Ejderha Savaşçısı olarak üç fantastik maceradan sonra Po'nun ruhani gelişme ve değişme serüvenine tanık ediyor seyirciyi. Huzur Vadisi'nin Ruhani Lideri olmaya kendisini hazır hissetmeyen Po, Ejderha Savaşçısı olarak kalmak istiyor. Sonuçta ruhani lider olma bilgelik gerektiriyor ama Po bilgece laf edebilmekte pek mahir değil. Onun ruhani Lider olmak için çıktığı yolculuk kişiliğine yeni bir derinlik katıyor. Bu yolculukta ise Zhen adında sabıkalı tilkiyle işbirliği yapması gerekiyor. Zhen'in hazır cevaplığı ve kinayeli havası Po'nun bir çocuğu anımsatan ruhuyla hep çakışıyor. Bilgeliğe giden yolda Zhen Po'nun gözünü açmasına, dünyayı sorgulamasına yardımcı oluyor. İkilinin başını derde sokan Huzur Vadisi'nin huzurunu kaçıran tahrip edici güç ise Bukalemun. Geçmişteki bütün ustaların ruhuna erişip onalrın gücünü toplayan Bukalemun'un doğa üstü güçleri onu bu film serisinde şu ana dek gördüğümüz en güçlü kötü karakterlerden biri yapıyor. Bakalım Panda Po, serinin bu son filminde en güçlü karakteri alt edebilecek mi? Uluslararası seslendirme kadrosunda Jack Black, Awkwafina, Viola Davis ve Dustin Hoffman gibi ünlü isimler yer alıyor. Panda Po'yu Türkçe dublajında ise yine Okan Yalabık seslendiriyor. Mike Mitchell'in yönettiği filmin müziklerinde ise Rain Man, Dune, Sherlock Holmes, Gladiator ve The Lion King gibi çeşitli filmler sayesinde İki Akademi Ödülü ve on ayrı adaylığı olan Hans Zimmer imzası var. Bu bile filmi öne çıkaran önemli bir unsur.
BİLGECE LAFLAR
Müziğiyle aksiyon sahneleriyle karakter çizimleriyle sadece çocuklara değil yetişkinlere de hitap eden filmde şöyle bilgece laflar öne çıkıyor:
❘'Ne kadar küçük olursa olsun her ayak bir iz bırakır.',
❘'Endişelendiğin zaman çorban daha iyi kaynamaz',
❘'Hayatın en büyük düşmanı zamandır',
❘ 'Her çekirdek içinde ulu bir ağaç vaat eder.',
❘ 'Gerçek değişim dıştan değil içten olur.'
❘ 'Yapana kadar ne yapabileceğini asla tahmin edemezsin.',
❘ 'Bazen en güzel yemekler hiç beklenmedik malzemelerden çıkar.',
❘ 'Doğru olanı yapmak için asla geç değildir'..