Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BERCAN TUTAR

Dost kazığı

Sesli dinlemek için tıklayınız.

İsrail'in Gazze'deki soykırımı bölgesel savaşa çevirme gayretleriyle ABD'nin Ukrayna savaşını Avrupa ve NATO ile Rusya mücadelesine dönüştürme provokasyonları başarıya ulaşamayacak. Çünkü Siyonist- Evanjelik kampta bu konuda görüş birliği yok. Yani siyasi irade eksikliği var. Üstelik savaş lobisinin askeri ve teknik kabiliyetleri hayli sınırlı.
Buna ek olarak müttefikler arasındaki konsolidasyonda da çatlaklar var. İçeride ise yoğun manipülasyonlara rağmen ne istenen milli birlik sağlanabildi ne de beklenen orandaki kamuoyu desteği elde edilebildi.
Haliyle Ukrayna ve İsrail'deki savaş kabineleri sıkışmış durumda. Siyonist rejimden bir kesim 'İsrail için zaman daralıyor' derken diğer kesimler İran'a saldırmanın İsrail'i mahvedebilecek bölgesel bir savaşa mı yol açacağını yoksa çok geç olmadan ahtapotun kafasını kesmenin vaktinin gelip gelmediğini tartışıyor. Jarusalem Post'a konuşan Tümgeneral Itzhak Brik, İran'la savaşın İsrail'in yıkımına yol açacağına inanıyor.

***

Şahinlere bir darbe de umut bağladıkları ABD başkanlık adayı Donald Trump'tan geldi. Rusya ile masaya oturup Ukrayna krizini bitireceğini söyleyen Trump, İran ile savaşa da karşı çıkıyor. Bu tavrıyla Siyonist-Evanjelik çevrelerde soğuk duş etkisi yaratan Trump, "İran yönetimi Rusya, Çin ve Kuzey Kore tarafından destekleniyor. Bana göre ABD, bir dünya savaşına dönüşebilecek bir krize müdahil olmaktan kaçınacaktır" diyerek tutumunu gerekçelendirdi. Zira Trump ABD'nin askeri, ekonomik ve siyasi açıdan içine girdiği caydırıcılık krizini net şekilde görüyor. Asya Pasifik'te Çin, Tayvan sorununda ABD'ye meydan okuyor. Rusya, Ukrayna'da çıtayı yükseltiyor. Ortadoğu'da ise İran, Lübnan Hizbullah'ı ve Yemenli Husiler üzerinden İsrail'e saldırmaya devam ediyor.
ABD ve İsrail'in maruz kaldığı bu caydırıcılık krizi ile prestij ve kan kaybının en büyük faturasını ise dağılma eşiğine gelen Avrupa Birliği ülkeleri ödüyor. Ukrayna'da ve Gazze'de ABD ile İsrail'in en büyük destekçisi olan Avrupa ülkelerinin geneline yayılan siyasi, ekonomik ve toplumsal bunalımlar derinleşiyor.

***

Siyonist-Evanjelik savaşlara verilen desteğin yol açtığı ekonomik tahribat ve kitlesel göçler, toplumsal bozulmaya, şehirlerin 'gettolaşmasına' ve Avrupa'da kökü kazınan anti-Semitizmin yeniden ortaya çıkmasına yol açtı. Yeni yayımlanan 400 sayfalık AB raporunda, Avrupa'nın Amerika'yı yakalaması ve Çin'i geride bırakmasının hayal olduğu kaydediliyor. Raporda, "Dünyanın önde gelen 50 teknoloji firmasından sadece dördü Avrupalı. AB birinci dünyadan üçüncü dünyaya dönüşüyor" denilmiş.
Avrupa'da yaşam standardı geriliyor, yoksulluk ve şiddetle birlikte antisemitizm yükseliyor. 2008'de Euro Bölgesinin ekonomik cirosu 14, 2 trilyon dolar iken ABD'nin cirosu 14,8 trilyon dolardı. Bugün AB'nin cirosu 15 trilyon dolarken ABD ise 26,9 trilyon dolara yükseldi. ABD 15 yıl içinde AB'yi neredeyse ikiye katlamış.
Bundan ala dost kazığı mı olur? Görüyoruz ki Avrupa için asıl tehlike Rusya değil dümen suyundan ayrılmadığı dostu ABD'ymiş. AB'nin başına gelenler İngiltere için de geçerli. Benzer şekilde soykırımcı İsrail de stratejik dostu ABD'ye bel bağlamanın ve güvenmenin bedelini yakında fazlasıyla ödeyecek. Gidişat bunu gösteriyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA