İsrail'in 17-18 Eylül tarihlerinde Lübnan'a yönelik çağrı cihazlarını, telsiz, scooter ve radyatörleri birer bombaya çevirip gerçekleştirdiği kitlesel tekno-terör saldırısından sonra dünyada bütün gözler Mossad'a çevrildi. Batı medyasında yeniden Mossad güzellemeleri ve tefrikaları yayımlanmaya başlandı.
Zira İsrail'in casusluk teşkilatı Mossad'ın imajı Hamas'ın 7 Ekim 2023'teki 'Aksa Tufanı' taarruzuyla birlikte yerle bir olmuştu. Yetimler ordusu Hamas'ın Mossad'ı atlatarak 7 Ekim'de en son teknoloji ile korunan ve geçilemez denilen Gazze'nin duvarlarını aşarak onlarca Yahudi yerleşim birimine, askeri noktaya ve karakola düzenlediği eşzamanlı baskınlar, İsrail efsanesine ağır darbe indirdi.
O günden sonra Mossad ve Şin Bet en azılı siyonistler tarafından bile topa tutuluyor. Haliyle İsrail'in Gazze'deki barbar soykırım stratejisinin ve vahşi intikam dürtüsünün altında Aksa Tufanı'nın yol açtığı kompleksin etkisi çok büyük.

***

İsrail ve Mossad 7 Ekim'deki aşağılanmayı hazmedemedi. Çılgına döndüler. Yalın yüreklerinden başka silahları olmayan Hamas savaşçılarının zaferi, Mossad'ın sinsi manipülasyonlarla, algı oyunları, psikolojik harp hileleri ve kirli propagandayla inşa ettiği imajını ve yenilmezlik armadasını tuzla buz etti.
Ayrıca Aksa Tufanı'ndan sonra Hamas ve Gazze halkının sergilediği direniş iradesi siyonist rejimin kimyasını daha da bozdu. Küresel vicdanın da Filistinlilerin yanında yer almasıyla tarihte hiç olmadığı kadar sıkışan siyonist rejim Gazze'deki barbarlığı bölgeye yayma ve hezimetini unutturma hamlelerine başladı.
Bu amaçla İsrail 31 Temmuz gecesi Hizbullah'ın üst düzey komutanı Fuad Şükür'e Beyrut'ta ve aynı gece birkaç saat sonra da Hamas lideri İsmail Haniye'ye Tahran'da suikast düzenledi. 1 Nisan'daki saldırıda ise Şam'daki İran Konsolosluğu'nda aralarında Kudüs Gücü'nün üst düzey komutanlarından Tuğgeneral Muhammed Rıza Zahedi'nin de bulunduğu 7 İranlı subay öldürüldü.

***

Ancak bu hamleler Hamas'ın Mossad ve İsrail'e yaşattığı aşağılanma duygusunu yok etmeye yetmedi. İşte bu nedenle dünyanın kitlesel siber katliam diye nitelediği Lübnan'a yönelik barbar eylemleri Batı ve İsrail medyası Mossad'ın yeniden sahalara dönüşü diye alkışlıyor.
Elektronik cihazlara yerleştirilen patlayıcılar ve sahte şirketler üzerinden Hizbullah'ın tedarik zincirinin nasıl manipüle edildiğine dair Mossad tarafından sızdırılan hikâyeler film tadında senaryolarla pazarlanıyor. Hatta bir senaryoda Mossad'ın bu eylemler için 15 yıl hazırlık yaptığı bile iddia edildi.
Rusya'nın iç (FSB) ve dış (SVR) istihbarat servislerinde çalışmış olan eski KBG yetkilileri, bu tür iddiaları 'masallar ve mavallar' diye tanımlıyor.
Kıdemli bir FSB çalışanı olan Andrei Popov, "Böyle bir operasyon oldukça basittir. 15 yıl hazırlanmaya ve sahte şirketler kurmaya gerek yok. Şirket kurma yerine çağrı cihazlarını nakliye sırasında yani lojistik aşamasında patlayıcılara dönüştürmek çok daha kolay olurdu. Bence bu tür senaryolar Mossad'ın prestijini yükseltmek için yapılıyor. Çünkü 7 Ekim'den sonra Mossad'ın itibarı eşi benzeri görülmemiş bir şekilde düşüşe geçti" diyor.
Rus ajanlarının bu tür kritik açıklamaları en çok da Mossad'ın manipülasyonlarını deşifre ediyor.
Görüldüğü üzere şeytani hileleri de imajlarını kurtaramıyor. Çünkü meydan boş değil. İstedikleri gibi at koşturamıyorlar artık.