Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BERCAN TUTAR

‘Çığır açan değişim’

Sesli dinlemek için tıklayınız.

Hemen her konuda hayal kırıklığına yol açan Almanya Şansölyesi Olaf Scholz'un dünyanın gidişatı ile ilgili sadece bir tek öngörüsü doğru çıktı. O da 24 Şubat 2022'de Rusya'nın Ukrayna'ya girmesinden hemen sonra 'zeitenwende' ifadesi ile tanımladığı kehanetiydi.
İlk olarak 27 Şubat'ta Almanya Parlamentosu Bundestag'da ve daha sonra 15 Mart'ta Türkiye ziyaretinde bu ifadeyi kullanan Scholz, dünyanın 'çığır açan bir değişim ve tarihi dönüm noktası'nda bulunduğunu vurguladı. Sonraki birçok konuşmasında da sık sık 'zeitwende'yi kullandı.
Kullandı ama bunun gerektirdiği jeopolitik refleksleri gösteremediği için Almanya ve dünya için önemli bir fırsatı da kaçırdı. Sonuç olarak Ukrayna krizi ve ardından Gazze'deki soykırım hem Almanya hem de ABD liderliğindeki emperyal merkez için 'tarihi dönüm noktası'ndan 'tarihin kırılma noktası'na dönüştü. Sholz şimdi hezimeti idrak etmiş görünüyor. Ukrayna'nın Rusya'ya toprak vermesini içeren ve hâlihazırda "Minsk III" olarak adlandırılan bir barış planı üzerinde çalıştıklarını vurguluyor.

***

Ancak çok geç kaldı. Büyük resmi doğru okumasına rağmen ABD'nin realpolitik dayatmalarından dolayı tarihin yanlış tarafında durarak ülkesi ve dünya için büyük kayıplara yol açtı.
Şu an Avrupa'nın en güçlü ekonomisi Almanya endüstriyel resesyon sürecinde. Halkın yüzde 77'si hükümetin Ukrayna ve Gazze politikalarına karşı. Ülke tarihinde ilk kez sanayinin lokomotifi konumundaki otomobil sektöründe fabrika kapanışları ve toplu işten çıkarmalar için egzersizler yapılıyor.
Almanya'nın Thüringen ve Saksonya eyaletlerinde 1 Eylül'deki seçimlerden zaferle çıkan aşırı sağcı Almanya İçin Alternatif Partisi (AfD) ile Sarah Wagenknecht'in sol-muhafazakâr BSW'sinin 22 Eylül'de Brandenburg eyaletinde yapılacak seçimlerden de yine 'ezber bozan sonuçlar' elde etmesi bekleniyor. Genel seçimlere bir yıl kalmışken Scholz'un Ukrayna'da 'U dönüşü' yaparak barıştan konuşması ve Kiev'e askeri ve mali yardımları kısıtlayacağını açıklaması artık pek bir şey ifade etmiyor.

***

Bu bağlamda geç kalan reaksiyonlardan biri de göçmen politikasıyla ilgili. İçişleri Bakanı Nancy Faeser'in, Shengen'i askıya alarak AB ülkelerine bile kapıları kapatma hamlesi, 'Amerikan emperyalizmine karşı diz çökmüş bir siyasi oportünizmin beyhude çırpınışları' diye okunuyor.
Almanya sadece Ukrayna'da değil Gazze'de de diplomasiyi, ulusal çıkarlarını, insani ve ahlaki bütün değerlerini ayaklar altına aldı. ABD ve Siyonist lobiye endeksli Rusofobik ve İslamofobik bir siyaset izledi. ABD'nin Almanya'nın enerjideki hayat damarları olan Kuzey Akım I ve II boru hatlarını uçurmasına bile sesini çıkaramayan Scholz hükümetinden bir şey beklemiyoruz. Almanya'yı anlıyoruz.
Zira Amerikan ve Siyonist vesayet sisteminin dünyada en güçlü olduğu merkez Berlin'dir. Scholz dili döndüğünce bir şeyler söylemeye çalıştı ama köklü vesayet rejimi daha ileri gitmesine izin vermedi.
Haliyle Almanya'nın maruz kaldığı dramatik 'zeitwende' olgusu başta ABD olmak üzere onun dümen suyunda giden Fransa, İngiltere ve İsrail'i de kuşatmış durumda. Kuşku yok ki tarih bu 'çığır açan değişimleri' ileride Batılı küresel statükonun jeo-politik çöküşü diye niteleyecektir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA