Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BERCAN TUTAR

Rusya, ABD’ye presi artırıyor

Ukrayna'da ve Gazze'de bataklığa saplanan ABD'nin çıkmazı giderek derinleşiyor. Rusya'nın küresel çaptaki çok yönlü esnek stratejileri ABD'nin girdabını daha da derinleştiriyor. Sadece askeri cephede değil yumuşak ve akıllı güç alanlarında da ABD ve müttefiklerinin irtifa kaybı sürüyor.
Ukrayna'da küresel bir kuşatmaya maruz kalan Rus lider Vladimir Putin, bütün saldırıları başarıyla püskürttü. Önce Rusya'nın içini temizleyerek Batı'ya hareket edebileceği alan bırakmadı.
Ardından yakın çevresindeki Orta Asya, Doğu Avrupa, Balkanlar ve Kafkasları düzenledi. Özellikle Güney Kafkasya'da dengeleri değiştiren Putin, Rus enerjisine alternatif olarak görülen Azerbaycan'ı Dağlık Karabağ hamlesiyle yanına çekmeyi başardı.
2008'deki hatasını anlayan Gürcistan'da da artık Rusya ile ittifak içinde olan bir hükümet var. Ermenistan ise Rusya'ya tavır alıp Batı'ya güvenmenin bedelini ödüyor.

***

Arka bahçesindeki bu düzenlemelerden sonra Putin küresel çapta hamlelere başladı. İlk olarak Çin, Hindistan, Pakistan ve Brezilya ile ilişkilerini daha da sağlamlaştırdı. Türkiye başta olmak üzere ABD'nin geleneksel nüfuz sahası sayılan İslam dünyası ile 'otonom stratejilere' dayalı ezber bozan yeni bir diplomasiyi hayata geçirdi.
BRICS'i de devreye sokarak Mısır, Suudi Arabistan, İran ve BAE ile istisnai bir siyaset tarzı geliştirdi. BRICS'e Türkiye, Malezya, Tayland, Vietnam ve Endonezya gibi 28 ülke daha katılmayı planlıyor. Ekim ayında Kazan şehrindeki BRICS zirvesine ev sahipliği yapacak olan Kremlin, izole edilenin Rusya değil G7'ye sıkışan ABD ve müttefikleri olduğunu dünyaya gösterme fırsatı bulacak.
BRICS üzerinden Afrika, Latin Amerika, Pasifik ve Uzakdoğu'daki etki sahasını genişleten Rusya, en ölümcül atağını Kuzey Kore ile imzaladığı stratejik paktla yaptı.

***

Böylece dünyanın dört bir yanındaki ABD düşmanlarını silahlandırma projesinin ilk safhasını hayata geçirdi. Batı medyasının vurguladığı üzere Kim ve Putin arasındaki yeni savunma paktı, 1950'deki Kore Savaşı'ndan bu yana ABD ulusal güvenliğine yönelik en büyük tehdidi temsil ediyor.
Rusya bana göre en büyük jeopolitik sıçramayı ve küresel manevrayı ABD'nin emperyal stratejilerinin kalbi sayılan Avrupa'da gerçekleştirdi.
Bir bakıma Batı'nın kalesini içeriden fethetmeye başladı. Nitekim 4-6 Haziran arasındaki Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinden en kârlı çıkan aktör Rusya oldu. Çünkü Rusya yanlısı popülist partiler AB'nin lokomotifi konumundaki Almanya ve Fransa'da ABD hegemonyasını savunan partileri hezimete uğrattı.
Almanya ve Fransa'da zafer kazanan Putin yanlısı muhalif liderler dışında Slovakya'nın Republika'sı, Macaristan'ın Fidesz Partisi, Romanya'nın Romanyalılar Birliği İçin İttifak Partisi ile Bulgaristan'ın Diriliş Partisi gibi birçok Avrupa ülkesinde iktidara yürüyen partiler de Rusya'ya karşı dostane bir tutum içinde.
Öyle görünüyor ki önümüzdeki süreçte Ukrayna savaşına karşı çıkan Macaristan, Slovakya ve Sırbistan'ın yanında Rusya'nın yörüngesine girecek daha fazla Avrupa ülkesi göreceğiz. Rusya dünya ile bütünleşirken İsrail'in Gazze'deki barbar soykırımını alçakça destekleyen ABD'nin yalnızlığı ise daha da artacak.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA