Ukrayna'da işler ABD ve müttefiklerinin istediği gibi gitmiyor. Burada bazı kesimler Rusya'nın da batağa saplandığını ileri sürüp Batı'nın hezimetini perdelemeye çalışacaktır. Oysa Rusya zorlansa da sonuçta Ukrayna'da istediğini elde ediyor. Amerikalı askeri stratejistlerden Daniel Davis'in de ifade ettiği gibi "Ukrayna'nın Rusya'ya karşı zafere giden gerçekçi bir yolu yok..."
Bu tespit, Ukrayna'nın savaş alanında özgürlüğünü kazanamayacağının göstergesi. Nitekim vahameti gören Avrupa, NATO ve ABD'yi daha şimdiden Kiev'in elinde tuttuğu toprakları korumanın ve daha fazla toprak kaybını önlemenin endişesi sarmış durumda.
Bu yüzden artık açıktan Volodimir Zelenski'ye ateşkes ve barışın toprak tavizinden geçtiğini söylüyorlar. Zira Kiev için savaşı sona erdirmek adına ufukta müzakereler dışında başka bir seçenek görünmüyor.
Ukrayna'nın Rusya'nın işgal ettiği bölgeleri alıp Kırım ve Azak kıyılarına ulaşmayı hedefleyen son taarruzu başarısız oldu. Astarı yüzünden pahalıya gelen bahar harekâtı zafere giden yolun imkânsızlığını gözler önüne serdi. Çünkü Ukrayna ordusunun sonkazanımlarının maliyeti hayli fazla.
Kiev ve Washington'un bu acı gerçeği görmezden gelmesi önümüzdeki süreçte Ukrayna halkının acılarını daha da katmerleştirmekten ve yeni toprak kayıplarını artırmaktan başka bir sonuç doğurmayacaktır.
***
Bazıları hâlâ Batı'dan gelecek yeni askeri silahlara ve jetlere umut bağlamış halde. Geçen hafta Amerikan yönetimi 24 milyar dolarlık yeni ek askeri yardım paketini duyururken yakın gelecekte de F-16'ların sevkiyatını onaylayacağına dair sinyaller verdi.
Asıl hezimet işte bu silah ve paraya dayalı anlayış ile malul stratejik bakıştan kaynaklanıyor. Çünkü savaşın kaderini teknolojik güçten ziyade insani güç ve irade belirliyor. Yoksa ABD o devasa silah üstünlüğüne rağmen Irak ve Afganistan'da hezimete uğramazdı.
Bu bağlamda Ukrayna'nın en büyük dezavantajı da insani gücünün azlığı. Nisan ayındaki ABD askeri istihbarat raporuna göre 24 Şubat 2022'den bu yana Ukrayna ordusu 130 bin askerini kaybetti. Kayıplar 5 Haziran'da başlayan son taarruzda had safhaya çıktı. Zira bu saldırıda NATO'nun eğittiği en yetkin birlikler yok oldu.
Bu eğitimli askerlerin yerini doldurmak çok zor. Ayrıca Ukraynalılar cepheye gitmek istemiyor, gidenler ise kaçmaya çalışıyor. Dolayısıyla bir buçuk yıldır yüksek yoğunluklu çatışmalardaki kayıplar ve son saldırının ara hedeflere bile ulaşamaması nedeniyle, Ukrayna ordusunun yeni bir saldırı kapasitesi oluşturabilmesi oldukça azalmış durumda.
***
Zira uzmanlar, güvenilir bir savaş gücünün yeniden inşasının bir nesil sürebileceğini ve bunun da ancak kesintisiz bir barış dönemi ve gerekli lojistik desteğin sağlanmasıyla mümkün olabileceğini şart koşuyor.
İşte bu nedenle Batı'nın ısrar ettiği daha fazla askeri yardıma dayalı stratejiler, Ukrayna'nın en eğitimli birliklerinin yok olmasına ve ülkenin daha da küçülmesine yol açmaktan başka bir işe yaramıyor.
Bu da savaşı cephede kazanmanın imkânsızlığına işaret ediyor. Geriye tek yol kalıyor. O da Türkiye'nin öncülük ettiği müzakere masasının zaman kaybedilmeden hemen kurulmasıdır.
Kuşku yok ki diplomasiyi reddedip askeri çözümde ısrar Ukrayna'nın trajedisini daha da derinleştirebilir. ABD'nin Kiev'e dayattığı irrasyonel reçetelerin artık rafa kaldırılması gerekiyor.
Çünkü ABD'nin dayattığı her reçete daha fazla felakete yol açıyor; on binlerce Ukraynalı erkeğin daha ölmesine ve daha fazla bölgenin Rus kontrolüne girmesine neden oluyor.