Siyasete ilgi duyan ve 7 Haziran seçimlerinden bugüne kadar yaşanan kararsızlık ortamının zararlarını şu ya da bu şekilde yaşayanların cevabını aradığı soru, "Aynı tablo 1 Kasım seçimlerinde de tekrarlanır mı" şeklinde değil mi?
Öncelikle bilelim ki Türkiye'deki hiçbir seçimde bir önceki seçimin sonuçları aynen tekrarlanmadı.
Hatta bir seçim öncesindeki sonuçlarla birinci olan partilerin barajın altına düşüp TBMM dışında kaldıkları bile görüldü.
Neticede 7 Haziran seçimlerine giderken içinde bulunduğumuz sosyo-politik ve psikolojik ortamı, bugünün ortamı ile karşılaştırdığımızda, 1 Kasım seçimlerinden farklı sonuçlar çıkacağını tahmin etmek zor değildir.
Parlatma bitebilir
Bir hoşluk olsun diye belirli çevrelerce cilalanıp parlatılan HDP'ye yerleşik kentlilerin ve mesela CHP'lilerin yeniden oy vermeleri ne kadar mümkündür ki?
"PKK sizi tükürüğü ille boğar" benzeri söylemleri seslendiren HDP'liler ile askerlerimizin polislerimizin pusuya düşürülüp şehit edilmeleri arasında bağlantı kuramamak için, geri zekâlı olmak gerekmez mi?
Antropolog Margareth Mead'in "Samoa'da Akıl Çağının Gelişi" kitabına benzer bir kitap, 1 Kasım seçimlerine dönük olarak "Nişantaşı'na ve Cihangir'e ve de Okyanus Medyası'na Akıl Çağının Gelişi" şeklinde yeniden yazılabilir...
Televizyonlarda geçen seçim kampanyası döneminde Selahattin Demirtaş'ın imajını cilalayanlar, aynı zamanda Kandil'i de cilaladıklarını bu kez fark edebilirler.
MHP'nin durumu
Bir yeni durum da özellikle Devlet Bahçeli'nin bir gün söylediklerinin tam tersini ertesi gün söylemesinden kaynaklanan ve MHP'ye "Tutarsızlık" ile "İlkesizlik" damgası vurduran gelişmelerin, bu partiye oy kaybı biçiminde yansıması ihtimalini içeriyor. En damardan MHP'li Tuğrul Türkeş'in bile görmezden gelemediği bu durumu, MHP'li seçmen tabanının görmemiş olması ne kadar mümkün olabilir?
Takıntılı seçmenler
Tabii bir de 12 yıldır yaşanan istikrarın ve gelişmenin meyvelerini toplayıp sadece "Tayyip Erdoğan takıntısı" ile 7 Haziran'da AK Parti'ye oy vermeyenlerin, yaşanan kargaşa döneminden dolayı akıllarının başlarına gelmiş olması ihtimali de, 1 Kasım seçiminin sonuçlarını mutlaka etkileyecektir.
Bu noktada AK Parti sözcülerinin PKK ile Kürtleri aynı sepete koyan söylemlerden uzak durmaları, gerginlik yerine uzlaşmayı önde tutan üslup benimsemeleri gerekiyor... "Seçmen koalisyon istiyor" benzeri saçma sapan yorumlar da artık geride kalmalıdır... Seçmenler koalisyon olsun diye değil, destekledikleri parti iktidar olsun diye oylarını kullanırlar.