Deniz Ülke Arıboğan Akşam'daki yazısında Paris Üniversitesi rektörlüğünü yapan Jean Buridan'ın (1298-1366) ünlü "Eşek" öyküsünü yazmıştı... Açlık ve susuzluktan kırılan eşeğin bir tarafına bir yulaf sepeti, bir tarafına da bir su kovası konur. Eşek o perişanlık içinde bir türlü hangisinden başlayacağını bilemez. Seçme iradesini gösteremediğinden de açlık ve susuzluktan ölür. Sorunlar karşısında çözüm iradesi gösterilemeyince, eşek öyküleri insan öyküleriyle iç içe geçerek yüzyılları aşmaz mı?