Hayır!
Aynı otobüste değiliz...
Kemal Bey, bırakın bu "birleştirici siyasetçi" rollerini!..
Ordu'da demişsiniz ki, "toplumu A partili, B partili diye ayırmak doğru değil, hepimiz aynı otobüsteyiz." Kimse kimseyi partisine göre ayırmıyor...
Ama söyleyin...
CNNTürk'te parmaklarıyla garip işaretler yaparak "Terör örgütü olarak teröre başvurmadığı sürece YPG'yi terör örgütü görmeyiz" diyecek kadar "şaşkın" ana muhalefet lideriyle neden aynı otobüse binelim?
Söyleyin bana...
İki de bir Avrupa'da ülkesini şikayet eden, yabancılara "Türkiye'de güvenliğiniz yok, gitmeyin" anlamında laflar eden bir siyasetçiyle aynı otobüse binilir mi?
Söyleyin...
Milletvekillerine "15 Temmuz tiyatrodur" deyip FETÖ ile mücadele için alınan kararları hedef göstererek "20 Temmuz darbesi" diye bir şey uyduran siyasetçiyle o gece canı ve kanı pahasına vatanını savunanlar aynı otobüse binebilirler mi?
Uzun lafın kısası...
Siyasi kariyer aynasında kendinize baksanız, anlarsınız...
Aklı başında hiç kimse Cemal Kaşıkçı cinayetinden bile ülkesini sorumlu tutacak kadar kendini kaybetmiş bir siyasetçiyle aynı otobüse binmez.
Yeni Zelanda'da namaz kılan 51 insanın terör kurşunlarına hedef olmasından az sonra İslam'ı ve Müslümanları suçlayan bir siyasetçiyle aynı otobüse binmek bir yana, aynı durakta bile beklemez bu millet.
İyisi mi, siz aradan çıkın!..
Kaset tezgahıyla bindirildiğiniz otobüsten inin...
Etrafınızı saran PKK ve FETÖ yandaşı kalabalığı da alıp siyaset sahnesinden ayrılın...
O zaman, nasıl milletin bütün kesimleri aynı otobüse biniyormuş, bakıp görürsünüz.