Bu memlekette "burjuva" sayılmak (ya da sanılmak) için kendine özgü göstergeler vardır.
Önce, altında mutlaka bir SUV araba olacak.
Bahçende ya da oturduğun sitede mutlaka bir yüzme havuzu.
Mutlaka tenis oynayacaksın.
Hanım da mutlaka Pilates ya da yoga yapacak.
Böylece kendini de burjuva sanmaya başlarsın.
Benimle röportaj yapan bir sosyete dergisinin muhabiri "Maria Callas nasıl yazılır" diye sormuştu...
Belki onu bile öğrenirsin.
Bülent Serttaş dinlesen de.
***
Ama bazı burjuvalarımızı bunlar da kesmiyor. "Aristokrat" olmak istiyorlar.
Bizde aristokrat geçinenlerden bazılarının dedesinin babası sarayda ibrikçibaşı çıkıyor ama zarar yok...
Hatta Kapalıçarşı'dan yağlıboya bir "paşa dede portresi" alıp evinin duvarına asmak da yeterli değil.
İskoçya aristokratlık satıyormuş, oraya yazıl.
Glencoe bölgesinde sembolik olarak 1 metrekare arazi satıyorlarmış, alana "lord" ya da "leydi" ünvanı veriyorlar.
Hediyesi 105 sterlin.
Asalet bin liraya kadar düşmüş.
Bunun ülkemizde "mümessili" bile varmış, muhabbet tellalı gibi aristokrasi tellalı.
İşin püf noktası da şu: İskoçya'ya "giriş hakkı" elde ediyorsun!
Hele bir gir, soluğu elbette Londra'da alırsın. Doğruca Harrods'a, alışverişe.
Hanım da doğum yapmaya Amerika'ya gider ki çocuk kendiliğinden Amerikan vatandaşı olabilsin.
Peki ben hiç düşünmem mi bu ayaktan lord olmayı?
Lordluk beni kesmez, İskoç kralı yapıyorlarsa bakarız.
Bir de değil, on beş-yirmi metrekare alırız canım.
***
Benim leydi senin leydiye basar
O hanımın çocuğu Amerika'da doğacağına göre başkan bile olabilir.
Arnold Schwarzenegger olamıyor mesela, Amerikalı'nın dibi ama doğum yeri Avusturya.
Zaten bu Trump ya da Biden denilen herifler olacağına yarışta bir "Turkish- American" olsa daha iyiydi... Örneğin Mr. Ünal Çeviköz.
Ünlü ve geleneksel "başkan adayları televizyon düellosu" yapılmış. (En meşhuru 1960 yılının Kennedy-Nixon atışmasıdır.) Biri ötekine "kapa çeneni" demiş, öteki ona "zırvalamaya devam et bakalım"...
Biri ötekine "senin oğlun keş" demiş, öteki ona "palyaço"...
Fakat Biden bir ara Trump'a "inşallah" da demiş.
Adam bizi benimsedi, yakından ilgileniyor galiba!
***
Bu düelloyu bir kısım basınımız nasıl değerlendirdi?
"Hanımlar" üzerinden!
Melania Trump, programın konu mankenliğine 3 bin 340 dolar değerinde bir Dolce ve Gabbana takım elbise giyerek çıkmış, ayağında da 695 dolarlık Christian Louboutin stiletto ayakkabı...
Ayakkabının topuğu "stiletto" olursa sado-mazo çağrışımlar yapar, erkeklerin içini gıcıklar. Bununla yürüyemeyip düşersen o da senin sorunun.
Jill Biden da koyu yeşil ipekten şık bir elbise giymiş... Püsküllüymüş... Fiyatı yazmıyor.
Ama ayakkabısı 995 dolarlık taşlı siyah bir Valentino Rockstud.
O elbiseyi -büyük günah- 2017 yılında da giymişmiş!
Angela Merkel ve Meral Akşener üzülmesinler.