Ünal Çeviköz bir zamanlar yakın arkadaşımdı...
Çok hırslı bir çocuktu.
Boğaziçi'nin İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirmekle hiçbir yere varamayacağını gördü, bitirdi bizim yanımıza geldi, Siyasal Bilimler okudu.
O arada askere aldılar, gitti yaptı, geldi Boğaziçi Siyasal'a devam etti ve bizden sonra da mezun oldu.
Onunla bir Avrupa gezimiz vardır, 1974 yazında...
Paris'e gittik, oradan Londra'ya geçtik, ben döndüm o İtalya'ya gitti.
Çünkü iki arada bir derede Tepebaşı'ndaki İtalyan Kültür Merkezi'nin dil kursunu da birincilikle bitirmişti ve Santa Margarita Ligure kasabasında bir aylık bir kurs-gezi bursu kazanmıştı...
Dedim ya, çok parlak, çok hırslı ve gayretli çocuktu.
Bildim bileli de CHP'lidir, Kadıköy ilçe örgütünden.
O arada bir şey daha yaptı...
Rusça kursuna da yazıldı!
Varmayı amaçladığı hedefe onu İtalyanca'nın değil Rusça'nın ulaştıracağını kestirmişti.
Günün birinde onu Brüksel'de ziyaret ettim.
NATO'da çalışıyordu.
***
Hayat yollarımızı ayırdı.
Bregenz'de, Moskova'da, Sofya'da bulundu. Baku, Bağdat ve Londra elçiliklerini sevinerek uzaktan izledim.
Emekli olunca bir süre İstanbul'da
Murat Karayalçın'ın yanında gündelik politika tahsil etti ve sonra da CHP'den milletvekili oldu. Hızla yükselip genel başkan yardımcılığına da zıpladı. Parti onu reddettiği için şimdilik adı konulmamış bir başkan yardımcılığıyla, "
başdanışmanlıkla" yetiniyor.
Ama dili gene pabuç kadar.
CHP'de yükseldiği günden beri "
Amerika Birleşik Devletleri'nin CHP konsolosu" gibi davranıyor.
Rusya'dan alınan füzeler konusunda da bu böyleydi, Suriye konusunda da, Libya konusunda da,
Doğu Akdeniz konusunda da.
Hükümetin her dış politika adımına "
sistemli" olarak karşı çıkıyor ve Amerikan çıkarlarını savunuyor...
Belki "
e canım muhalefettir işte" deyip geçersiniz...
Ama Azerbaycan konusunda CHP'nin bile hükümeti desteklediği günlerde onun Türkiye'nin ayağına sıktığı kurşunu görmezden gelemezsiniz.
Çeviköz, hükümeti "
Azerbaycan'a silah yardımı yapmakla ve hatta cihatçı grupları Ermenistan'a karşı çarpışmak üzere göndermekle" suçluyor. "
Söylentilere göre" diye de laf kıvırıyor.
Bunu Kılıçdaroğlu bile söylemiyor.
O zaman da Ünal Çeviköz'ün o kaşarlı şellafe Kim Kardashian'dan ne farkı kalıyor?
HDP de aynı görüştedir.
Kimin neye oynadığı, kimin kimin yanında olduğu, ayrılıkçı Kürtler'le kimin işbirliği içinde olduğu bellidir.
Bu yaptığının,
Can Dündar'ın attığı kamıştan ne farkı vardır?
***
Eğer
Joe Biden iki ay sonra seçimi kazanırsa...
Ve eğer Biden, Erdoğan yönetimini "
bir şekilde" devirip Türkiye'de Amerikan güdümünde bir karma hükümet kurdurabilirse...
Ünal Çeviköz o yamalı bohça hükümetinin dışişleri bakanı olacaktır.
Eh, bakanlıkta vereceği resepsiyona elbette beni çağırmaz.
Evvelce Londra'da yaptığı gibi şu bizim "
Sevr tutkunu" profesör arkadaşı çağırır, birlikte beni bir güzel çekiştirirler.
Aman, astırmasın da ben razıyım.