Mehmet Sait Kılıç

Mehmet Sait Kılıç

22 Şubat 2017, Çarşamba

Yüzde 60 çıkarmak için yırtınıyorlar!

Ülkemizi bölmek ve parçalamak sonra da altın tepside Batılılara sunmak isteyen sözde özgürlükçü, özde PKK'lı hainler "Kadın Hayır Platformu"nu kurmak için Köln'de bir araya gelmişler.

Demokrasi, barış gibi sihirli kelimelerden dem vurarak akan suları durdurmaya, aslında "öcü" oldukları halde kendilerini "cici" göstermeye çalışmışlar.

Yaptıkları basın açıklamasıyla da Avrupa ve Türkiye'deki kadınları referandumda "HAYIR" demeğe çağırmışlar.

Kim bunlar?

Almanya Kürt Kadınlar Birliği, Ezidi Kadın Dernekleri, Alevi Kürt Kadınlar, CİK-Kadın, Ceni Kadın Barış Bürosu gibi PKK'ya her türlü "yataklık" eden dernekler anlayacağınız.

Niçin hayır diyeceklermiş?

-LGBT'lilerin yani eşcinsellerin haklarını savunmak için.

-Kobani'de (Rojava'da) bağımsız bir Kürt devleti kurulması için.

-Bölücü terör örgütü PKK'ya açıktan destek veren tutuklu HDP'li vekillerin ve belediye başkanlarının salıverilmesi için.

-Fransa'da gebertilen Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Söylemez isimli PKK'lı teröristlerin sözde intikamını almak için.

-Özerklik ilan ederek Güneydoğu'yu kantonlara ayırmak için.

-HDP'li belediyelerin kafalarına göre özyönetim ilan edebilmeleri için.

-Ordumuzun PKK'ya karşı silah bırakması için.

-Yığınak yapmanın, hendek kazmanın, mayın döşemenin serbest bırakılması için.

-PKK'nın bağımsızlık isteğini kabul ettirmek için.

-Güneydoğu'nun neredeyse her yerini köstebekler gibi kazarak mayınlar döşeyen, emniyet güçlerimizin "teslim olun" çağrısına ateşle karşılık veren hendekçi teröristler gebertildiği için.

-PKK, PYD, YPG, DAİŞ ve FETÖ'yle tüm gücüyle savaşan, Batılı devletlerin emperyalist ve sömürgeci politikalarına karşı çıkan Erdoğan'ı devirmek için.

Özetle, bu bölücülerin amaçlarının demokrasi, özgürlük, barış marış olmadığı apaçık ortadadır.

Bunlar Kuzey Suriye'den (hatta Irak'tan) başlayan Güneydoğu Anadolu Bölgemizi de içine alan bölgede bağımsız bir Kürt devleti kurulana kadar terör eylemleriyle sürdürmeye çalıştıkları iç savaştan vazgeçmeyecekler.

O yüzden Avrupa'da yaşayan Türkiye sevdalısı kardeşlerimizin özellikle de bacılarımızın referandumda "Evet" diyerek bu oyunu bozması lazım.

Referandum öncesi İsviçre

İsviçre'de DEM-KURD, Ermeniler, sol örgütler, PKK ve FETÖ bir araya gelerek "hayır cephesi" kurmuşlar. Utanmadan oluşturdukları birlikteliğe de "cephe" demişler! Sanki savaştayız. Üstelik bu seçim bile değil yalnızca anayasa referandumu. Hükümetin 18 maddelik teklifi oylanacak alt tarafı. Kabul edilmezse Erdoğan yürürlükteki Anayasa'yı uygulayarak memleketi yönetmeye devam edecek. Değişen bir şey olmayacak yani.

Bu adamcıkların hedefi İsviçre'de "Hayır" oylarının seviyesini %60'lara ulaştırmakmış. Bu heriflere çok pis "yok devenin şeyi, nalı" diyesim var ama kendimi tutuyorum. Neyse...

Bunu da mitingler düzenleyerek, standlar kurarak, bildiriler dağıtarak duyurularla yapacaklarmış.

Ayrıca nazlarının geçtiği dernekleri ve işyerlerini seçim bürolarına dönüştürerek tuzaklarına düşürdükleri gurbetçilerin beynini yıkayacaklarmış.

Hatta seçim ekipleri kurarak herkesle bire bir aile ziyaretleri gerçekleştireceklermiş.

Ziyaretlerde algı yönetimiyle aile bireylerine; "Eğer 'Evet' dersen diktatörlüğü onaylamış, 'Hayır' dersen demokrasiyi, barışı seçmiş olursun" dalaveresi yaparak ensede boza pişirme tekniğini uygulayacaklarmış anlayacağınız.

Avrupa ve İsviçre'de yaşayan Türkiye sevdalısı kardeşlerimiz lütfen uyumayınız! Gerekli çabaları sarf ederek "Evet" oylarının baskın gelmesini sağlayınız. Zira mesele şahıs meselesi değil, Cumhuriyet rejimi içerisinde yönetim sisteminin değiştirilmesi meselesi.

Yoksa küresel güçlerin kuklaları olan bölücüler hoş ve boş laflarla yani demokrasi, özgürlük, barış gibi sihirli kelimelerle başımızı şişirmeye devam edecekler.

Referandum öncesi İngiltere

Öncelikle İngiltere'de (Britanya'da) referandumda oy kullanacak 100 binden fazla seçmen bulunuyor. Burada da hayırcılar süratle örgütlenerek faaliyetlerine çoktan başlamışlar maşallah (!)

Hedefleri de şu sıralar kodeste Küçük Emrah modunda yaşamını sürdüren Selocan gibi "seni başkan yaptırmayacağız" şeklindeki adice bir sloganla şarlayarak sandıklardan %60 oranında "hayır" oyu çıkarmakmış. Biraz ufak atsanız da civcivler de yese hani!

Kim mi bu hayırcılar?

"Demokrasi için Hayır Platformu Britanya", PKK'yı destekleyen Day-Mer denen bir merkez ve CHP, Vatan Partisi, Atatürkçü Düşünce Derneği, İngiltere Türk Öğretmenler Derneği gibi yapılanmalar "Britanya Hayır Platformu" şemsiyesi altında örgütlenmişler.

Ayrıca bu adamcıklar propagandalarını "diktatörlüğü onaylıyor musun, onaylamıyor musun?" Şeklinde sorular sorarak yani algı operasyonlarıyla namussuzca yapacaklarmış.

Referandumda "Evet" diyecek kardeşlerimizden de gerekli platformları kurarak "Evet" kampanyalarını başlatmalarını sabırsızlıkla bekliyoruz. Oyunu görüp meydanı çapulculara bırakmayalım lütfen!

Kahraman halkımız darbeci zihniyetin korkulu rüyası!

Vatansever geçinen vatan düşmanları memleket çıkarına yapılan en ufak bir şeye dahi tahammül edemiyorlar.

Çünkü bu tipler; askerî, bürokratik ve jüristokratik vesayetlerin olmadığı ve istedikleri zaman darbe yapamayacakları bir Türkiye istemiyorlar. Bunun için de ellerinden geleni yapıyorlar.

Hele hele kendi savaş sanayii ürünlerini üreten, ABD, AB ve İsrail'e kafa tutan bir Türkiye'yi hiç istemiyorlar.

Açıkçası doksan yıldır tatilde olan Türkiye'nin işbaşı yaparak yeniden Osmanlı ruhuyla bölgeye el atması sömürgeci batılıları müthiş rahatsız etmiş durumda.

Bunun için küresel güçler, maşaları aracılığıyla 15 Temmuz darbe girişimine yeşil ışık yaktılar. Ama Cumhurbaşkanımızın yerinde müdahalesiyle halkımız, darbecilerin darbelerini başlarına geçirdi, heveslerini kursaklarında bıraktı.

"Bir Müslüman aynı delikten iki defa ısırılmaz" sırrınca olası bir darbe girişiminde ya da Allah korusun meydana gelecek bir doğal afet karşısında yakınlarımızla, dostlarımızla ve arkadaşlarımızla nasıl iletişim kurabiliriz sorusunun yanıtını arayan Türkiye sevdalısı, vatan ve bayrak aşığı insanların oluşturdukları Kardeş Kal Türkiye Platformu'na on parmağında on kara bulunan Cumhuriyet gazetesi geçen gün iftiralar atarak saldırdı.

Öyle ki, bir toplantıda geçen "siren" kelimesini kasıtlı olarak "silah" kelimesi yapıp aziz milletimize yutturmaya çalıştı. Hatta tamamen yasal çerçevede oluşturulan kardeşçe bir birlikteliği, "Paralel Ordu Yapılanması"na bile benzetti bu mevkute.

Ne zamandan beri WhatsApp'ta grup kurmak ya da taksicilerin kullandığı PTT-ZELLO programıyla konuşmak suç oldu bu memlekette?

Ne zamandan beri dostlarla kahvaltıda buluşmak; vatan, millet, bayrak ve devlet sevgisinden dem vurarak muhabbet etmek suç oldu bu memlekette?

Ne zamandan beri doğal afetlerde insanlara yardımcı olmak için iletişim ve haberleşme üzerine kafa yormak, fikir üretmek suç oldu bu memlekette?

"Acaba batılı devletlere ait gizli servislerden gelecekte gece geç saatlerde gerçekleşecek bir kalkışmanın haberini mi aldılar ki, böyle alçakça bir iftiraya imza attı bu herifler?" diye düşünmeden edemiyor insan.

Özetle, batılı efendilerinden alacakları üç kuruşluk şahsî menfaat yüzünden ülkemizi bölgesel bir güç haline getirmeyi başaran Erdoğan'a ve ailesine bu tür ayak oyunlarıyla saldırmaya çalışmak en hafif tabirle vatan hainliği değil de nedir acaba?

SON DAKİKA