Mehmet Sait Kılıç

Mehmet Sait Kılıç

08 Şubat 2017, Çarşamba

Kandil'e operasyon yapılırsa "Hayırcı"lardan hayır çıkmaz!

Binali Yıldırım'ın Bağdat'a ve Erbil'e gerçekleştirdiği ziyaretlerde Kandil'e dönük operasyonun gündeme geldiğini biliyoruz.

Daha önce de Süleyman Soylu "Bahar'da PKK'yı bitireceğiz" şeklindeki beyanıyla Kandil'e dönük etkili bir operasyonun işaretini vermişti.

Demek ki, iktidarın gündeminde terörle mücadele kapsamında Kandil'e yönelik böyle bir strateji var.

O halde daha fazla geciktirilmeden bu operasyon yapılmalı!

Kandil operasyonu PKK'nın sözde yönetim kadrosunun imhası anlamına gelir ki halkımızın da arzusu bu yöndedir.

Ayrıca böyle bir operasyonun referandum öncesi yapılması milliyetçi oyları "Evet"e kanalize etmesi bakımından son derece önemlidir.

Zira "Hayır"cılar algı operasyonlarıyla MHP tabanının kafasını karıştırmaya çalışıyorlar.

Eğer bu tarz operasyonla PKK'ya ölümcül bir darbe vurulursa Ak Parti İktidarı FETÖ'den sonra PKK'nın da kökünü kazıyan iktidar olarak tarihe geçecektir.

Hele hele bu operasyonda Kandil dinozorları ölü ya da diri ele geçirilirse memleketin her köşesi düğün dernek yerine dönecektir.

Netice itibariyle PKK'nın dağ kadrosunun Kandil dağından temizlendiği bir atmosferde gerçekleştirilecek referandumda bırakın MHP'li kardeşlerimizi bir takım CHP'lilerin bile can-ı gönülden "Evet" dediğine tanık olabiliriz vesselam.

"Hayır"cılar halkı kandırıyor!

Anayasa değişikliği ile ilgili "Hayır"cıların milleti kandırırken en fazla kullandığı yalan; referandumdan "Evet" oyu galip çıkarsa ve Anayasa değişikliği kesinleşip yeni bir sistem haline dönüşürse bir çeşit imparatorluk veya krallık gibi bir durumun ortaya çıkacağı, artık demokrasi ve halkın kendini yönetmesi kavramlarının son bulacağı yalanıdır.

"Hayır"cı cephe, halka bu referandumun tek hedefinin Erdoğan'ı başkan yani bir çeşit kral yapmak olduğunu söyleyip duruyor.

Adamların yalanla dolanla, çamurla, algıyı yöneterek müthiş (!) algı operasyonlarına imza atıklarına üzülerek tanık oluyoruz.

Bu heriflerin şeytana bile pabucunu tersten giydirecek hatta meleği şeytan, şeytanı da melek gösterecek tıynette insanlar olduğunu unutmayalım.

Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi'nin aslını bilmeyen veya anlamayan amcam bunu "Evladım şimdi "Evet" dersek ne olacak? "Hayır" dersek ne olacak?" diye sorduğunda ona "Amca eğer "Evet" dersen Tayyip imparator olacak. Sarayında keyif sürecek. Bizim de burada açlıktan nefesimiz kokacak. Ama eğer "Hayır" dersen memleket kurtulacak. Halk kendi kendini yönetmeye devam edecek." denildiği sürece maalesef "Hayır" oyları artmaya devam edecektir.

Bu puştlukla karışık algı yönetimine karşı yeni sistemin asıl yüzü, doğru ve halkın anlayabileceği şekilde anlatılmadığı sürece bu endişe verici durum devam edecektir.

FETÖ mensupları geçen referandumda ne denli kapı kapı gezip propaganda yaptılarsa şu an hırz-ı can ile yurt içinde ve dışında hummalı bir şekilde "Hayır" oyu için çalışıyorlar ve çalışmaya da devam edeceklerdir.

Ne acıdır ki, bu itler çevrelerini de ikna etmek için yalan ve saptırılmış bilgilerle referandumun OHAL koşullarında yapıldığı ve Anayasa değişikliğinin de yalnızca AK Parti ve MHP tarafından hazırlandığı için meşru olmadığını belirterek sürece gölge düşürmeye yelteniyorlar. (İşin tuhaf yanı Fetöcüler hem darbe girişimi ile OHAL'e neden oldular hem de OHAL'den yakınıyorlar. Gene CHP ve HDP'nin anayasa değişikliğine destek vermediğini hınzır gibi bildikleri halde bilmeze yatıyorlar.)

Aynı şekilde bölücü terör örgütü PKK mensupları ve yandaşları da referandumdan "Hayır" çıkması için harıl harıl çalışıyorlar. Keza CHP ve Perinçek ekibi de.

Aslında hepsi bir ağızdan, sistem değişikliğinin; Parlamenter Sistem'den kaynaklanan bürokratik, jüristokratik ve askerî yaralara merhem olacağı, darbelere, istikrarsızlığa, ekonomik, siyasi ve sosyal krizlere mani olacağı gerçeğini sümen altı etmeye çalışıyor...

Hatta bu insancıklar referandum öncesi halkın bilinçaltını şekillendirmek adına "Hayır"larını dizi senaryolarına bile enjekte etmiş durumdalar.

Açıkçası haklı olan, davasını hakkıyla anlatmazsa ya da anlatamazsa haksız konuma düşebilir.

Aslına bakacak olursak CHP, HDP, PKK, FETÖ ve Perinçek grubundan oluşan "şer cephesi" sırf Erdoğan düşmanlığından dolayı referandumda "Hayır" diyecekler.

Ama biz bu referandumun olma nedeninin, yani Anayasa'nın değiştirilmek istenmesinin asıl nedeninin "Erdoğan'ı başkan yapmak" olmadığını yani meselenin şahıs meselesi olmadığını "sistem, devlet ve beka" meselesi olduğunu halkımıza açık seçik anlatmalıyız.

Bunu anlatırken de insanları laik-dindar, Alevi-Sünni veya şucu-bucu diye ötekileştirmeden yapmalıyız. Her türlü ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı ve kamplaştırıcı üsluptan kaçınmalıyız yani.

"Referandumdan "Evet" galip çıkınca gününüzü göstereceğiz" diyen sadık ahmak twitter kalemşoru kardeşim, sana da diyorum. Bilmem anlatabildim mi?

SON DAKİKA