Cumhurbaşkanı Erdoğan oyunu kullanırken, Türkiye demokratik devrimi gerçekleştiriyor demişti. Yaşadığımız süreci en iyi anlatan söz budur. Kendikendimizi yönetebileceğimiz, irademizin yönetime yansıdığı bir sistemi hayata geçiriyoruz. Çocuklarımıza değerli bir miras bırakıyoruz. Bununla ne kadar mutlu olsak azdır.
Bağımsızlığımızı kurumsallaştırıyoruz aslında. Garanti altına alıyoruz. Elbette mücadele bitmedi ve bitmeyecek de. Ancak küresel çetelerle, Türkiye'yi yönetmek isteyen vesayet odaklarıyla mücadele etmemiz artık daha kolay.
Gelelim seçim sonuçlarıyla ilgili ilk gözlemlere;
Muhalefet partilerinin liderleri seçim gecesi halkın karşısına çıkmadılar. Açıkçası bu siyasi kültürümüz açısından doğru bir gelişme değildi. Kendi seçmenlerine de büyük haksızlık ettiler. En azından onlara verdikleri oy için teşekkür edebilirlerdi. Bu bir yarıştır ve bu yarışı yenseniz de yenilseniz de olgunlukla karşıladığınız an kazanmış olursunuz.
AK Parti
Böylesine zorlu bir süreçten geçen ve ekonomik, siyasi ve medya yoluyla yapılan tüm bu uluslararası ve ulusal vesayet odaklarının saldırılarına rağmen, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a verilen yüzde 52,55 oy gerçekten büyük bir rekoru ifade etmektedir. Türkiye toplumunu Erdoğan gibi hiçbir siyasetçinin kucaklayamadığının en net sonucudur. Millet, yeni sistemi kurup, 2023'e taşımak için ülkeyi ehil bir lidere emanet etmiştir. Cumhurbaşkanı Erdoğan da seçim gecesi yaptığı tüm konuşmalarda hem kapsayıcı, kucaklayıcı hem de ertesi gün çalışmaya yeniden devam ediyoruz diyerek müthiş bir özverili tutum sergilemiştir. Bunun yanı sıra AK Parti'nin oyları Cumhurbaşkanı'nın oylarından yüzde 10 kadar aşağıdadır. Burada da seçmenin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı onayladığını ancak AK Parti konusunda tereddütlerinin olduğunu görebiliyoruz. Zaten seçim gecesi bu mesajı aldıklarını da ifade etti Cumhurbaşkanı. 16 yıllık iktidar olmanın birçok zorluğu ve yıpranmışlığının olması elbette doğaldır. Ak Parti demek ki bunu yaşıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan AK Parti'ye aşk ile bağlı olan bir lider. Partisiz liderin olmayacağını tecrübeleriyle de en iyi bilen yine kendisi. Dolayısıyla Ak Parti konusunda seçmenin verdiği bu mesajı anladığını ve gereğini yapacağını açıkladı. Önümüzde yerel seçimler var ve bu konu önemli.
CHP
Muharrem İnce'nin oyları CHP oylarının çok üstünde geldi. 1973'te Ecevit'in aldığı yüzde 33 oya yaklaştı ilk defa CHP o günden bugüne. Dolayısıyla CHP için bu bir başarı diyebiliriz. Ancak 1977 yılında yine Ecevit'in aldığı yüzde 41'lik oy hala rekor olarak duruyor CHP için onu da hatırlatmak gerekiyor. CHP Genel Başkanı'nın seçim gecesi ve sonrası kamuoyu önüne çıkmaması gerçekten de çok yakışıksız bir tutum oldu. Muharrem İnce de ancak ertesi günü kameraların karşısına geçti. Açıklamalarında yenilgiyi kabul ettiğini söyledi ve kendisi hakkında üretilen "kaçırıldı tehdit edildi" söylentilerini şizofreni olarak nitelendirdi. Sokağa çıkmak için bekleyen kesimi bu anlamda hayal kırıklığına uğrattığını söyleyebiliriz İnce'nin. Dolayısıyla demokratik hazmetme açısından yine de Kılıçdaroğlu'ndan daha ileride olduğunu görmemiz gerekiyor. Bugünden sonra anlaşılan genel başkanlık yarışı başlıyor CHP içinde. Bu da doğaldır. İlk günden beri spot ışıklar altında olan ve popülerleşen Muharrem İnce'nin hiçbir şey olmamış gibi köşesine çekileceğini kimse beklemiyordu. Önümüzdeki günlerde bu konudaki gelişmeleri birlikte izleyeceğiz.
İyi Parti
Ortak aday olarak ortaya çıksaydı farklı bir rüzgar yakalayacaktı ancak muhalefet cephesinden her parti kendi adayını çıkarınca Akşener'e ilgi oldukça azaldı. Partisi kendisinden çok oy aldı. Anlamı açık. Seçmen İyi Parti'ye bir şans vermek istemiş ancak lideri olarak Akşener'i görmek istememiştir. Zaten, Akşener Meclis'te olmayacağı için milletvekillerine liderlik etmesi de mümkün değildi. İyi Partililer ya kendilerine yeni bir lider bulacak yada her biri ayrı partilere dağılacaklar.
HDP
HDP'nin oyları Doğu-Güneydoğu'da düştü. Rakamlar açık. Diyarbakır'da 71'den 65'e, Van'da 64'den 59'a, Şırnak'ta 83'ten 70'e Muş'ta 60'dan 48'e kadar düştü HDP'nin oyları. Ancak CHP'nin HDP'ye verdiği oylar sayesinde barajı aştı. Demirtaş'ın aldığı oy oranı HDP'nin gerçek oyu aslında. Ayrıca AK Parti ile MHP'nin ittifak kurması AK Parti'nin oylarını düşürür diyenler yanıldı. Kürtler, HDP'nin nasıl bir parti olduğunu, 7 Haziran ve 1 Kasım sonrasında kurdukları hendeklerden dolayı çok daha net görmüşlerdi. Dolayısıyla ona oy verip siyasal alan açmanın bir işe yaramadığını çok acı bir şekilde tecrübe ettiler. Ancak bu acı tecrübeyi yaşamayan CHP seçmeni HDP'ye oy vererek barajı aştırdı. Bunun demokrasi yada siyasete olumlu bir yansıması olacağını düşünmüyorum ne yazık ki? PKK ile HDP'nin hiyerarşik ilişkisi hakkında çokça yazıp ekranlarda dilim döndüğünce anlatmaya çalıştım. Dolayısıyla buradan umudum yok. Kürtlerin Recep Tayyip Erdoğan'a verdikleri destek bu konularda hala en güvenilir siyasi aktörün o olduğunu bize yeniden gösterdi.
Saadet Partisi
Kendi varlığını yok sayan hatta yok etmeye çalışan CHP gibi bir parti ile ittifak yaptılar. "Vereceğiniz her oy sadece Saadet Partisi'ne milletvekili kazandıracaktır" diye reklam filmleri yayınladılar. Köşe yazarlarına bu konuyu işlettiler. Seçimden önce Saadet seçmenini uyarmıştım yazılarımla. Vereceğiniz her oy CHP'ye milletvekili çıkaracak zira ittifak sistemi bunu getiriyor demiştim. Sosyal medyada büyük bir saldırı başlatmışlardı o gün bana karşı. Bugün sonuçlar gösterdi ki Saadet Partisi, CHP'ye tam 11 milletvekili kazandırmış. Bunu kendileri de biliyorlardı. Artık Saadet Partisi yine eski günlere, değişen genel başkanından dahi kimsenin haberdar olmadığı günlere dönecektir. CHP ile ittifak yapıp onlara 11 milletvekili kazandırması kendisini aldatılmış olan seçmen için de acı bir tecrübe oldu diye düşünüyorum.