MERYEM GAYBERİ

MERYEM GAYBERİ

10 Haziran 2013, Pazartesi

Haydi Çocuklar bu oyunu bozun!

Gezi Parkı 'ndaki samimi ve çevre duyarlılığı olan arkadaşlar. Neredeyse 12 gündür Gezi Parkı'ndasınız. Belki televizyon izleyemiyorsunuzdur, belki haberler size farklı yansıtılıyor. Ama inanın o düşman olmanızı istedikleri Başbakan Erdoğan, size kapıları sonuna kadar açtı.

Bir hafta içinde tam üç kez "Çevreci kardeşlerimden rica ediyorum eylemi bıraksınlar" dediğini işittik.

Hem de Afrika ziyaretinden önce Polisin aşırı gazından ve orantısız güç kullananlara "soruşturma açılacaktır" dedi

"Çevreci kardeşim gelsin talebini benimle konuşsun" da dedi.

***

Şunlar da Başbakan'ın Gezi Parkı eylemlerinden sonra söyledikleri:

"Ayyaş sözümden rahatsız olanlar varsa ben bundan özür dilerim."

"Kimsenin kimseye karışmasını istemiyoruz."

"Türkiye'nin büyümesini hazmedemeyen çevreler var. Bu tür yöntemlerle Türkiye'nin önünü kesmeye çalışıyorlar. Biz milletimizi seviyoruz."

"10 yıldır kimsenin hayat tarzına karışmadık bundan sonra da karışmayız!"

"76 milyonun efendisi değil hizmetkarıyız. Biz birlikte Türkiyeyiz, biz biriz, beraberiz, kardeşiz."

***

İnanın çocuklar, Başbakan Erdoğan'ın elleri, sizin etrafınızdaki "devrimcilik oynayan" tipler gibi sıkılı yumruk değil.

Ülkenin son 30 yılını kana bulamış bir meselede dahi elleri açık bir insan, size mi yumruk sıkacak?

Hem Başbakan Erdoğan, iddia edildiği gibi "kindar", "kibirli", "şedid" bir insan olsa bu millet her seçimde onu iktidara getirecek kadar basiretsiz midir?

Milletimiz, haini, ikiyüzlüyü, soytarıyı iyi tanır. Kalbinde merhamet olanın, sözü dikenli de olsa onun samimiyetini görür ve oyunu ona göre verir.

Anneleriniz, babalarınız, akrabalarınız herkes yanılmış olamaz. Sokaktaki her iki kişiden biri yanılamaz!

28 Şubat'lı günlerin özlemini çeken sözde medya militanlarının ve tiyatrocu geçinip devlet eliyle semirenlerin oluşturduğu algıyı kırmak, Başbakan'ın vicdanını görmek sizin elinizde.

Devletin, ceberrut, baskıcı, zorba, işkenceci, faili meçhulcü, köy yakıcı, zulmedici yüzünü inanın ki görmediniz.

Gözünüzü açtınız Başbakan olarak Erdoğan'ı gördünüz.

Onun için Başbakan'ın "her aile 3 çocuk yapmazsa gelecekte zorlanırız", "Gençler, 22.00'dan sonra alkol almasın, trafikte can yanmasın" veya "Kürtaj cinayettir, önüne gelen doğmamış cana kastetmesin" demesini çok büyük "müdahale" sanıyorsunuz.

Baskı, işkence, zorbalık, tuttuğunu içeri atmak, Kürdü de, dindarı da, Solcuyu Alevi'yi de "ötekileştiren", dışlayan darbeci generallerin, başbakanların devrinde yaşamadınız.

"Biz hiçbir zaman gönüller yıkmanın, gönüller kırmanın tarafında değiliz. Gönüller yapmanın tarafında olduk. Ama dik durduk, dikleşmedik" diyen Başbakan daha dün şöyle demedi mi:

"Bizim karşı olduğumuz şiddettir, terördür, vandallıktır, kendi özgürlüğü adına başkalarının özgürlüğünü tehdit eden anlayıştır. Yoksa demokrasi talebiyle karşıma çıkacak olanlara canım kurban. Neymiş yapamadıklarımız bize anlatsınlar başımız gözümüz üstüne."

Başının, gözünün üstünde yerinizin olduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan, bu ülkenin seçilmiş, halk iradesiyle koltuğuna gelmiş bir insan. Ve Çarşamba günü genç, duyarlı, delikanlı, çevreci kardeşlerini bekleyecek.

Eylemi uzattığınız hergün sizlerin, ebeveynlerinizin, bizlerin 76 milyonun cebinden milyonlarca liranın uçması anlamına geliyor. Sorumluluğunuz büyük

Düşmanlıktan gözü kör olanlara inat, bu ülkenin yarınlarının temsilcisi olarak taleplerinizi Başbakanınıza iletin ve artık çadırlarınızı da bu oyunu da bozun!

SON DAKİKA