Bir ezber var biliyorsunuz.. Medyanın yandaşı sadece AK Parti'ye ya da Erdoğan'a yakın olmakla ölçülüyor.. Hürriyet'in emekli olan ne kadar genel yayın yönetmeni, baş yazarı falan varsa hepsi CHP'de ya milletvekili ya parti yöneticisi.. Ama işin o kısmı kimsenin gözüne görünmez. CHP'yi savunuyorsan 'objektif gazeteci', AK Parti'yi savunuyorsan 'Yandaş'… Ve bu AK Parti medyası algısı öyle güçlü bir biçimde tahkim edilmiş ki, bugünün medya düzeninde sanki 'suç' gibi, 'ahlaksızlık' gibi yahut mesleğe ihanetmiş gibi gösteriliyor.. Özal'ın Cumhurbaşkanlığı döneminde yıllarca 'ÖzKöşk' diye anılan Ertuğrul Özkök hiç itibar kaybı yaşamadı oysa ki.. Mesut Yılmaz'ın yanından ayrılmayan Yalçın Doğan, Süleyman Demirel'in her sırrını açtığı Yavuz Donat, Deniz Baykal'ın can arkadaşı Güneri Cıvaoğlu… Bunlar hiç bir vakit 'yandaş' olarak anılmadı.. Ama kim Beştepe'den iyi haber alıyorsa onu hemen 'yandaş' diyerek kategorize etmeye ve sistematik biçimde itibarsızlaştırmaya bayılıyorlar.. CHP'li Gürsel Tekin 2015'te, bugün hükümete yakın olan gazetelerin tümüne, iktidara geldiklerinde el koyacaklarını söylemişti.. CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce ise kendi kalitesine yakışır bir tanım ortaya koyarak, Cumhurbaşkanlığından iyi haber alan tüm gazetecilere 'kaşar' demiş ve iktidara gelirse o isimlere beyanat vermeyeceğini söylemişti..
**
Bütün bu ağır saldırılara ve yaftalamalara rağmen hükümete yakın medya herkese eşit mesafede durmaya çalışıyor.. Fakat her seferinde yeni bir ayrımcılığa maruz kalıyor.. Mesela herkesin gözü önünde yaşanan 'yandaş kanal' polemiğini hatırlıyorsunuz değil mi.. Muharrem İnce, 'yandaş kanallar beni çağırmıyor' diye veryansın etti.. Ortalığı ayağa kaldırdı.. Sonra, Ülke Tv davet etti.. 'Buyrun gelin dilediğiniz gibi ifade edin kendinizi' dedi.. Fakat İnce kanala şart koştu..'Soruları ben belirlemezsem kanalınıza çıkmam'.. Muhtemel sebepleri anlaşıldı daha sonra.. Erotik şiirleri, cinsel saldırı iddiası, yanında çalıştırdığı öğretmenlerin hakkının yenmesi, SSK müfettişini tehdit vesaire gibi konulardan çekiniyormuş meğer.. E hamama giren terleyecek biraz.. Oysa bunlar hem karnım doysun hem de pastam dursun derdinde..
**
Son ayrımcılığı duydunuz mu bilmiyorum.. İnternet medyası ile buluşma planlamış Muharrem İnce.. Oda Tv var.. Gerçek Gündem var.. Diken dahil ne kadar FETÖ'cü haber sitesi varsa hepsi davetli.. Peki sabah.com.tr 'nin Genel Yayın Yönetmeni İsa Tatlıcan nerede?.. İnternethaber yayın grubu başkanı Hadi Özışık neden yok?.. EnsonHaber yayın grubu başkanı Serkan Kalemciler, haber7.com İbrahim Erdoğan?.. Bu nasıl internet medyası buluşması?.. Bakın bu saydığım isimler, medyaya ömrünü vermiş, çok kıymetli gazeteciler.. Yönettikleri siteler ise internette en çok okunan haber siteleri.. Ama açıktan Erdoğan düşmanlığı yapmıyor diye, açıktan Muharrem İnce'ye destek atmıyor diye akreditasyona maruz kalıyor.. İşe bak sen.. Meydan meydan dolaşıp hürriyetlerden söz edeceksin.. İfade hürriyeti diyeceksin, basın hürriyeti diyeceksin ama basit bir kahvaltı toplantısında medyanın haber alma hürriyetini baskılayacaksın.. E çıkıp da biz 'tek parti faşizmi CHP'de hâlâ daha devam ediyor" dediğimizde kızıyorsunuz.. Ama bu şimdi o değil de ne ki?.. Muharrem İnce bir açıklama borçludur.. Toplantısına davet ettiği internet gazetecilerini, hangi kriterlere göre belirlemiştir?. Bunu izah edemediği müddetçe, basın hürriyetinden söz edemez.. Söz etsin de görelim.. Ya da onun yaptığı gibi yapıp, 'görmeyelim'… Ha bu arada arz edelim, bu bir internet yazısıdır.. Sayın İnce'ye duyurulur..