CHP Seçim beyannamesini açıkladı.. İçinde, sağlık hizmetlerinden engellilere dönük vaatlere kadar, emekliye ikramiyeden öğrencilerin durumuna kadar çok sayıda konu, zaten ya çoktan yapılmış ya da programa alınmış durumda.. Oysa Kılıçdaroğlu bunları da 'biz iktidara gelirsek yapacağız' diye anlatıyor.. Dolayısıyla bunun haber değeri yok.. Kılıçdaroğlu bu konuda master degree seviyesinde çünkü.. Hatırlayın Sakarya'da, 'bu kent meydanının altını otopark yapacağım' diye konuşurken, danışmanları kulağına eğilip, 'zaten üstünde konuştuğumuz bu kent meydanının altı otopark efendim' demişlerdi..
**
Fakat başka skandal maddeler var beyannamesinde.. Misal 240 sayfalık seçim beyannamesinin tek bir satırında, ilaç için tek cümleyle bile FETÖ ile mücadeleye yer verilmemiş.. Beyannamede 'darbe' diye anlatılan kısım ise 15 Temmuz değil, 20 Temmuz.. Yani Kılıçdaroğlu için, memleketin tepesine bombaların yağdığı o alçakla saldırı ve işgal girişimi değil onunla mücadelenin başladığı 20 Temmuz'muş darbe.. Ve Kılıçdaroğlu diyor ki; "… siyasal iktidar, 20 Temmuz darbesiyle birlikte, temel hak ve özgürlükleri askıya almış, bir tek adam rejimi kurmuştur. 20 Temmuz dahil tüm darbelerin izlerini silecek, yürürlükte olan darbe yasalarını kaldıracağız…." Bakın bugün burada açıkça suç işleniyor.. Ve bu suç, milletten ruhsat istenerek yapılıyor.. Yarın-Bir gün sahiden iktidara gelir de FETÖ'cü teröristlerle mücadeleyi akamete uğratacak bir adım atarsa, çıkıp yargılandığı mahkemede; "ben iktidara gelmeden önce millete bunu söylemiş, öyle oy istemiştim" diyecek.. Bu ihanet girişiminin derhal durdurulması lazım.. Ne demek ya 'aralarında 20 Temmuz'un da olduğu bütün darbelerin izlerini sileceğim' ne demek?.. Getirip Fethullah Gülen'e ve onun arkasındaki küresel güçlere ülkeyi anahtar teslimi verecek demek ki CHP… İnanabiliyor musunuz? Bu ülkenin seçilmiş cumhurbaşkanını ailesiyle birlikte şehid etmeye kalktılar.. Kaldığı otele gidip oradaki korumakla görevli vatan evladı polislerimizi şehid ettiler.. Bulsalardı Erdoğan'ı katledeceklerdi.. Ama Kılıçdaroğlu diyor ki; 'gelin bunun izlerini silelim'.. Ne yapalım?.. Yeni bir başlangıç mı?.. Koltuğunu borçlu olduğu efendileri bu talimatla mı yazdırdı seçim beyannamesini?..
**
Diyor ki Kılıçdaroğlu, ".. terör suçlarını demokratik ilkeler çerçevesinde yeniden tanımlayarak keyfi suçlama aracı olarak kullanılmasına son vereceğiz…" Açıkça bu madde ile kimi kurtarmak, kimi korumak istediğini söyleyemiyor.. Oysa CHP'den; ".. bu milletin askerine polisine, öğretmenine doktoruna, kaymakamına, öğrencisine kastetmiş aşağılık terör örgütleriyle kanımızın son damlasına kadar mücadele edeceğiz.." demesi beklenirdi.. Öyle demedi.. 'Yeniden düzenleyeceğiz' dedi.. 'demokratik ilkeler çerçevesinde' dedi.. Merak içindeyiz Sayın Kılıçdaroğlu, aydınlatın bizi.. Neymiş şu ünlü; demokratik ilkeler acaba?..
**
Sonra CHP'nin, bir taraftan terörle mücadele yasalarını tam da Avrupa'nın bize dayatmaya kalktığı gibi gevşetmeyi taahhüt ettiği beyannamede, yerel yönetimlerde özerklik vaadi, hiç de yabana atılmayacak bir taahhüt olsa gerek..
**
Asgari ücreti 2.200 TL vergisiz yapma sözü vermiş.. Herhalde bir hesap yapmışlardır. Yani vergisiz asgari ücretin 2.200 TL olduğu yerde istihdamın daralacağını, işverenin işçi çıkaracağını, çalışanların çalışma koşullarının kötüleşeceğini birileri söylemiş olmalı.. Ya da öyle olmayacağının sözünü almıştır belki, kim bilir.. Aynı beyannamede 'Toplamda 4 milyon 210 bin ek istihdam yaratılacak, işsizlik tarih olacak..' da diyor Kılıçdaroğlu. Bunun için David Copperfield'ı transfer edecek herhalde.. Gönül ister ki en düşün maaş asgari dört kişilik bir ailenin konforlu bir yaşam sürmesine yetecek kadar çok olsun. Ve hiç kimse işsiz kalmasın.. Ama olmuyor..
**
Beyannamenin en matrak yanı da 'bedava internet kampanyası'.. Eskiden Karaköy-Kadıköy vapurunda tarağın yanında dolmakalem hediye eden 'dava bitmedi' diyen adamlar olurdu ya.. Onun gibi, ".. tüm bunların yanında herkese 2 GB internet.." ne demek ya?.. Şaka gibi resmen.. Bir seçmen de çıkıp, ".. 4 GB internet veren var, neden sana oy vereyim.." derse ne diyeceksin?.. Popülizmin dibi..
**
".. Atanamayan öğretmen kalmayacak, hepsini atayacağız.." diyor Kılıçdaroğlu.. Bu aynı zamanda her sene yeniden yeniden mezun veren okullardan çıkan öğretmenlerin de atanacağı anlamına mı geliyor?.. Peki merak ediyorum, Eğitim fakültelerine girerken, 'çıkınca sizi öğretmen olarak devlete alacağız' sözü mü verilmiş?.. O zaman bütün iletişim mezunlarını TRT'ye atayalım. Ne kadar mühendis varsa mezun devletin çeşitli kademelerine yerleştirilsin.. Altı boş vaatler.. İki anahtar bile daha gerçekçiydi bundan..