CHP'nin, Erdoğan'ı eleştirmek için, bulduğu her argümanı tepe tepe kullanmasının artık haber değeri yok.. Her meseleyi getirip getirip Erdoğan'a bağlıyorlar.. Bir zaman Sözcü gazetesi manşetten, ".. son olarak Erdoğan'ın ziyaret ettiği Ekvador'da sel felaketi.." diye bir haber bile yaptı.. Açık söylemek gerekirse bu durum, Erdoğan'ın gücünü kabul etmiş olma anlamına da geldiği için, bazı durumlarda bekledikleri etkiyi de yapmıyor aslında.. Farkında değiller.. Görünen o ki, Cumhurbaşkanı da her durumu getirip getirip kendilerine bağlayan bu sığ siyaset karşısında gülüp geçiyor.. Bir yanıyla eğlenceli de aslına bakacak olursanız.. Amma son dönemde Muharrem İnce'nin, işin suyunu çıkarttığı o sözleri, yenilir yutulur gibi değil. "… Erdoğan, 'kindar nesil' deme. Sen 'kindar nesil' dersen; bir minicik köpek yavrusunun bacaklarını keserler sonra.. Yapma bunu yapma. Bunu yapma…." Erdoğan'ın, Necip Fazıl'ın "Gençliğe Hitabesi"nden alıntı yaptığı ".. Dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, kalbinin davacısı bir gençlik" sözünü, gençliği kendi ideolojik kimliğine göre baskılayan bir CHP zihniyeti temsilcisinin anlama imkanı yok.. Erdoğan'ın bu alıntısının hedef kitlesi Fizikçi Marem değil zaten. Bu ülkede başörtüsü hürriyetini Anayasa Mahkemesine taşıyan Muharrem İnce'nin, TRT kameramanının beresini meclise soru önergesiyle getiren Muharrem İnce'nin, namaz kılan öğrenci avındaki Muharrem İnce'nin Necip Fazıl'ı da, Erdoğan'ı da, "..dininin, dilinin, kininin davacısı olan.." gençliği de anlaması beklenemez kuşkusuz.. Amma Sapanca'da patileri kesilen yavru köpek üzerinden Erdoğan'ı hedef alan o ucuz siyaseti, Muharrem İnce için intihar dalışı oldu, onu ifade edeyim.. Kandil harekatının komutanı Temel Paşa'nın apoletlerini sökme tehdidiyle başaşağı düşüşe geçmişti ama şimdi bir yavru köpeğin, bütün ülkeyi acıda birleştiren o masum gözlerini de politik rakibine vurma malzemesi yapmaya kalkması, ne kadar çaresiz ve ahlaksız olduğunu da gözler önüne serdi.. E o da haklı… Bagajında cinsel taciz davası taşıyan bir cumhurbaşkanı adayı düşünün.. Clinton'ı, Trump'ı koltuğundan edecek kadar büyük bir hadise, bizde konu bile edilmiyor.. Ramazanda bira içerken görüntüleri çıkmış olmasına rağmen bütün kampanyasını 'dindar Cumhurbaşkanı' üzerine bina etmiş.. Kimse ağzını açıp birşey demiyor.. Dershanesinde çalıştırdığı öğretmenlerin haklarını vermemiş çıkmış meydanlarda 'atanamayan öğretmen' edebiyatı yapıyor, kendisine vergi cezası kesen müfettişi tehdit etmiş, çıkmış kamunun saygınlığından söz ediyor.. Kimse bir şey demiyor.. Haklı tabi.. O da şimdi el yükseltti.. Minik bir yavru köpeğin ölümü üzerinden siyaset yapma acizliğini gösteriyor.. Ama buraya kadar.. Bu kadar sefillik Muharrem İnce için bile, CHP için bile çok fazla…