Bazı büyük hadiseler vardır. Devletler pozisyon almak için uzun istişarelerde bulunmak durumunda kalırlar.. Rus savaş uçağının düşürülmesi hadisesi de işte öyle büyük işlerden biriydi. Elbette egemenlik hakkımız söz konusu olduğunda, hudutlarımıza dönük bir tecavüz gerçekleştiğinde nasıl davranılması gerektiği açıktır.. Ama sonrası uzun diplomatik gelişmelerin yaşanacağı bir süreç olacaktır kuşkusuz..
**
Rus jeti düşürüldüğünde ortaya çıkan manzarayı hatırlayın..
'.. Gene geçsin gene indiririz..'
'.. Rus mallarını boykot edelim..'
'.. Gerekirse odun-kömür yakarız, bunların gazına ihtiyacımız yok..'
'.. Nükleer santral ihalesini alalım bunlardan..'
Böyle denmedi mi?..
**
Değerli okurlar, özellikle Türkmenlerin yaşadığı bölgeye dönük olarak saldırırlar yoğunlaştığı günden bu yana bir milliyetçi refleks yükseldi. Rus jetinin düşürülmesiyle birlikte de 'Türkmenler için bir şey yapamıyoruz' çaresizliği içinde üzülenlerin yüreğine su serpilmiş oldu.. Vatandaş, bu tip durumlarda işin önüne arkasına bakmaz. Dedim ya en fazla 'Ruslar gazımızı keser, biz de soba yakarız ama onurumuzu kurtarmış oluruz' diye düşünür.. Yani 'gazı veriyor da bu adam babasının hayrına vermiyor ya' diye düşünmeyiz hiç birimiz..
**
Bu arada, hem Türkiye hem de Rusya çok çok iyi biliyor ki, eğer anlaşmalarla taahhüt altına alınmış gaz miktarında, ikna edici bir neden gösterilmeksizin kısıntıya gidilirse Rusya'nın, zaten iflas seviyesine yaklaştığı ekonomisi yerle bir olur.. Hem yıllık 20 Milyar dolara yakın enerji gelirlerinden olur hem de ağır tazminat cezalarına çarptırılması gündeme gelir.. Sadece bu da değil.. Diğer bazı ülkelerle yaptığı anlaşmalar da riske girer..
**
Bu elbette işin Rusya açısından önemini anlatan kısmı.. Bunun bir de Türkiye ayağı var.. Evet biz gazı, salatalık karşılığında almıyoruz. Tabii ki bunun için çok ciddi paralar ödüyoruz. Ama zannetmeyin ki gaz deyince sadece evde kaloriferi yakmakta kullandığımız şeyden söz ediyorum.. Bakın değerli dostlar Rusya'dan ithal ettiğimiz gaz, dünyanın dört bir yanından aldığımız gaz miktarından biraz daha fazla.. Ve bu gazın yarısından fazlasını elektrik üretiminde kalan miktarın yarısından fazlasını da sanayide kullanıyoruz.. Yani, gelen gazın evlerde kombilerde vesaire kullanım oranı, toplamın yüzde 20'sine ancak karşılık geliyor.. Bir karar vermişiz vaktiyle, daha ekonomik diye doğalgaz santrallerine yüklenmişiz.. Üstelik bunu yaparken epey de para harcamışız.. O parayı belki doğru yönlendirip yenilenebilir enerji kaynaklarına kanalize etseydik ne olurdu?.. Sorgulamak lazım. Daha vahim bir hata daha yapmışız. Doğalgaz depolama tesislerine yeteri kadar yatırım yapmamışız.. Bir tane Silivri'de var. Kapasitesi 2,6 milyar metreküp.. Günde ise sadece 16 milyon metreküp gaz çekebiliyoruz buradan.. İhtiyacımız olan rakamı söyleyeyim.. Soğuk kış aylarında günlük 200 milyon metreküpe kadar çıkabiliyor.. Yani madem böyle bir risk var gaz arzı le ilgili olarak o vakit hızla, hem doğalgaz depolama tesislerine ağırlık vereceğiz hem de elektrik üretiminde çeşitliliğe gitme yollarını arayacağız..
**
Rus turistler meselesine gelince. Deniyor ki zaten ülkede ekonomik kriz olduğu için turist sayısında ciddi azalma varmış. Ama bu bile yine de yıllık ortalama 3 milyar dolar gibi bir gelir kaleminin azalacağı anlamına geliyor.. Rusya'da iş yapan müteahhit firmaları, oraya ihracat yapan Koç gibi Anadolu Grubu gibi, Sabancı gibi büyük şirketleri hesaba katacak olursak hiç de riske edilmeyecek bir tablo ile karşı karşıya olduğumuz görülecektir..
**
Başta anlatmaya çalıştığım meseleye dönecek olursak. Evet elbette Rus jetinin düşürülmesi gibi kararları alırken, egemenlik hakkımızdan başka bir şey düşünmeyeceğiz.. Bu net.. Ama sonrasına ilişkin olarak ise devlet olmak, ulusal çıkarlar üzerine pozisyon almak demektir. Herşeyi ince ince hesaplamak, her mesele üzerinde bütün olasılıklar çerçevesinde strateji geliştirmektir devlet olmak..
**
Enerji Bakanımız Berat Albayrak görevi devraldığında henüz olay en sıcak vaktindeydi.. '.. Bunlar da çok şımardılar, hakettiler, gereken cevabı da aldılar ..' görüşünün tam hüküm sürdüğü dakikalarda Sayın Albayrak geçiş hükümetinin bakanından koltuğunu teslim alıyordu.. Yaşadığımız süreç soruldu.. Daha olayın oluşuna dair bile elde net bir bilgi dahi yokken maruz kaldı bu soruya yeni Bakan.. Daha bakanlık koltuğuna da oturmadığı için, devletin, "gizlilik derecesi : hizmete özel" verilerine de hakim değil doğal olarak.. Fakat Berat Albayrak bu sınırlı bilgiye rağmen, ancak uzun istişareler neticesinde verilecek şu yanıtı verdi gazetecilere; ".. Biz Rusya ile çok uzun geçmişe dayalı dostlukları, ticari, kültürel ilişkileri olan bir ülkeyiz. Sadece enerji değil birçok farklı sektörde uzun dönemdir önemli ilişkileri olan bir ülkeyiz. Enerji özelinde ben çok pesimist bakmıyorum. Kış kapıda özelinde değerlendirirsek, ben o anlamda vatandaşlarımızın müsterih olması gerektiğini düşünüyorum"… En basit anlatımla söylemek gerekirse, Türkiye, bugün, işte o en sıcak anda yapılan değerlendirme noktasına gelmiş durumda.. Bilmem örnekle de anlatabildim mi?.. Kalın sağlıcakla..