Bu yazıyı yazmak için karar düzeltmenin neticelenmesini bekledim.
Nitekim menfi ya da müspet herhangi bir karar ortaya çıktıktan sonra elbette süreci yakından takip eden bizlerin de söyleyeceği sözler olmalıydı.
Bugün Yargıtay, büyük bir hukuksuzluğu önleyen kararını ilan ettiği için rahat rahat yazabiliyorum..
TRT, son anda ipten döndü sevgili dostlar..
TRT'nin herhangi bir kanalı, radyosu, programı, dizisi falan demiyorum. Yanlış anlamayın..
Şenol Göka az kalsın ömrünü verdiği kurumun son genel müdürü olarak geçecekti iletişim tarihine..
Kapısına kilit vurulmak üzereydi..
**
Bakın TRT'nin benim için ne anlama geldiğini ifade eden onlarca yazı yazdım.
Bugün Harbiye'deki tarihi TRT binasına gittiğimde bazen staj yapan genç iletişim öğrencisi meslektaşlarımla oturup sohbet ediyorum.. Nerede olduklarının farkına varmalarını sağlamaya çalışıyorum.. TRT'nin o duvarlarına elimi sürüp ağladığım günleri hatırlatıyorum onlara.. Senelerdir TRT Radyo 1'de, İstanbul Radyosu'nda programlar yaparım. O programı yapabilmek adına sabahları 5:00'te kalkar giderim radyoya.. İçeri girmeden evvel dakikalarca turuncu ışığın vurduğu 'İstanbul Radyosu' tabelasını izlerim boş boş.. Yıllarca askerlerin nöbet beklediği o kapıdaki güvenlik görevlisi arkadaşlar, delirmişim gibi bakarlar bana.. Anlatması o kadar uzun ki.. Güvenlik görevlisi arkadaşım için herhangi bir kamu dairesi önünde beklemekle TRT İstanbul Radyosu önünde beklemek arasında bir fark yok elbette.. Ya da ulaştırmada görevli şoför arkadaşlarım için.. Ama 'radyoevi'nde staj yapan genç meslektaşlarıma, o ruhu vermeyi en az o saatte radyo programı yapmak kadar önemli saydığım için anlatıyorum uzun uzun..
**
TRT bizim kıymetlimiz.. Ve onun herhangi bir cemaatin bir ihanet şebekesinin kirli emellerine kurban edilmemesi bizim önceliğimiz.. Bir hata yapılmış ve TRT'nin kritik daireleri bu ihanet şebekesine teslim edilmişti.. Bülent Arınç'ın sorumlu olduğu, İbrahim Şahin'in başında olduğu dönemde.. Ne zaman ki devlet, millet adına TRT'yi geri aldı, işte o zaman ihanet şebekesi TRT'nin kapısına kilit vurmak adına düğmeye bastı.. Yargısal bir süreç olduğu için sonuçlanana kadar bekledim.. Şimdi sonuçlandı..
**
Bakın değerli dostlar. Paralel Devlet Yapılanması adıyla iddianameye giren Fethullahçı Örgüt, elindeki yargı ve polis kadrosuyla gider ayak ne yapabilirse yapmak adına düğmeye bastı.. Türk filmlerindeki o unutulmaz replikte dendiği gibi 'Ya benimsin ya toprağın' dedi ve TRT'yi yok etmek için stratejik bir hamle yaptı. Önce paralel bir yerel mahkemeyi ayarladı ardından da Yargıtay'daki gücünü kullandı. Olay şu.. Paralel yapı, 2008/2014 yılları arasında OSB'lerden alınan elektrikte TRT payının faiziyle birlikte geri ödenmesi için dava açtı.. Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi, yasal düzenlemenin OSB'leri TRT payı ödemekten muaf tuttuğuna, geçmiş döneme ait ödemelerin, ticari avans faiziyle geri ödenmesine karar verdi. Kararın temyiz edilmesi üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 3. Hukuk Dairesi kararı onadı. Kararın onanması ile birlikte TRT'nin karşı karşıya kaldığı ödeme yükümlülüğünün ne olduğunu tahmin edebiliyor musunuz?.. 270 OSB için toplam 1 mlyar liranın üzerinde bir ödeme mükellefiyetinden söz ediyoruz burada.. Neredeyse TRT bütçesinin tamamı.. Bu para ödemekle çözülecek bir mesele değil.. Bu iş resmen TRT'nin kapısına kilit vurulması anlamına gelecek bir karardı.. Neyse ki uzun süren hukuk mücadelesinin ardından, güçlü olanın kararı bozuldu ve haklı olan kazandı.. Karar düzeltme talebinde bulunulmasının ardından Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, dosyayı yeniden inceleyerek, bu kez yerel mahkeme kararını bozdu. TRT resmen ipten döndü.. Dışarıdan bakıp atıp tutmak kolay. Ama böylesi kıymetli bir yapıyı devletin ve milletinin hizmetinde tutmaya, cemaatlerden, örgütlerden korumaya çalışan kadroları taktir ve tebrik etmek gerekiyor.. Şenol Göka ve ekibi resmen cephe savaşı veriyorlar. Görmek gerekiyor.. Kalın sağlıcakla