Mevzuyu biliyorsunuz.
Leyla Zana yine yaptı yapacağını..
Açık söyleyeyim ilk gördüğümde dedim ki; "ya hu ne gerek var. Durup dururken şimdi bu gerilimin ne anlamı var?"..
Şimdi yeniden 90'ların gergin atmosferini çağrıştıracak bir tabloya ne gerek var?..
Daha ötesinin söyleyeyim..
HDP aklı böyle sükunet içinde bir ortamı kasmayı tertipleyecek kadar stretejik çalışmaz. Demek ki bu tamamen dışarıdan bir yerden gelen sipariş bir gerilim.. Nasıl ki 2011 atmosferinde CHP tutuklu milletvekillerini BDP Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin düşmesini protesto ederek parlamentoya girmemişti.. Dedim ki herhalde bu da, o günlerde olduğu gibi, dışarıda tezgahlanmış yeni bir gerilim tiyatrosu.. 'Ne olurdu sanki' dedim Leyla Zana için.. Ediverseydi yeminini hakkıyla da parlamenter olarak görev yaptığı TBMM çatısı altında yemin metnini de değiştirmek için teklif sahibi olsaydı.. Öyle ya TBMM, 'kadını erkek, erkeği kadın yapmak' dışında herşeye muktedir bir yapı.. Ama evvela o meclise girmeniz gerekiyor..
**
Bu işin bir tarafı.. Ne dedi Leyla Zana?..
'Büyük Türk Milleti' yerine 'Büyük Türkiye Milleti'..
Doğru bir ifade mi?..
Ne yalan söyleyeyim değil..
Yani bizim gibi farklı etnik aidiyetlerin, farklı din ve mezheplerin oluşturduğu bir Türkiye'yi anlatmak için seçilen kavram, tek başına bir ırka referans veriyorsa yanlış..
Yanlış yani ne diyeceğiz şimdi buna..
Misal eğer Leyla Zana milletvekili oluyorsa bu memlekette, oraya 'Türk' dediğin zaman olmuyor.. Oturmuyor..
Neyse Leyla Zana da demiyor zaten.. İ
lk kez şimdi de değil..
Krizin yaşandığı 2011 seçimlerinde de parti boykotu bitip salona geldiklerinde, Leyla Zana aynı ifadeyi kullandı.. Oturumu yöneten Cemil Çiçek itiraz etmedi..
7 Haziran seçimleri sonrasında da Leyla Zana aynı şeyi söyledi.. Deniz Baykal vardı yine.. İtiraz etmedi..
Eee?… Bir saniye o zaman.. 2011'de Cemil Çiçek gibi Anayasa'yı tersten ezbere okuyabilecek kadar devletin içinde bir isim buna itiraz etmediyse.. Ömrü devlet hizmetinde geçmiş TBMM'nin en deneyimli ismi olan Deniz Baykal, 7 Haziran sonrası bu yemine 'şerh' düşmemişse..
Şimdi ne oldu?.. Ne değişti de Leyla Zana'nın yemin metni geçersiz sayıldı?..
Yazının başında Leyla Zana için söylediğim sözlerin tümünün muhatabı aslında Deniz Baykal mı yoksa?..
**
Eğer yemin metnine sadık kalınması ise kıstas, bu defa Bursa vekili Bennur Karaburun'un yemininin de geçersiz sayılması lazım.. Öyle ya metne ek yaptı.. Başına besmele ilave etti.. Çok mantıksız değil mi?.. Bir metnin başına Besmele ilave edince yemin metni bozulmuyor.. Ama 'Türk' ifadesinin peşine 'iye' eklediğinde bozuluyor.. Yanlış anlaşılmasın elbette 'bu hanıma haddini bildirin' den, besmele ile yemin edilmesine kadar gelmiş olmamız büyük iş. Küçümsemiyorum. Sadece çelişkiyi göstermeye çalışıyorum.. O gün TBMM'de yaşanan gereksiz gerilimin mimarı Leyla Zana mı yoksa Deniz Baykal mı?.. Daha geniş perspektifte değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.. Kalın sağlıcakla