CHP Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakikaten tuhaf bir adam: Cenaze çıkmış bir evde kahkahalar atabilen, kazada iki kolu da kırılmış adama, "Şükret ki bacakların sağlam" diyebilen tiplerden.
Başbakan Erdoğan, Kemal Bey'in, "AK Parti darbelerden ne zarar gördü" demesi üzerine genel olarak halka, özel olarak da arkadaşlarına ve kendine yapılanları anlattı:
Sonra da sözü günümüzdeki 28 Şubat soruşturmasına getirdi: "İşte bugün sabrın selamete erdiği gündür, bugün mazlumun ahının aheste aheste çıktığı gündür... Bugün adaletin tecelli ettiği, bağımsız yargının hiçbir baskı olmadan vazifesini yerine getirdiği gündür..." dedi.
Özetle 28 Şubat'tan çok çekmiş bir insan olarak, Kılıçdaroğlu'nun ağzının payını verdi Erdoğan.
Ancak bir noktayı eksik bıraktı: İlkeler... Bir insanın ya da bir partinin, 28 Şubat'a karşı olması için ille de acısını çekmesi gerekmiyor.
28 Şubat mesela bana doğrudan dokunmadı. Hatta daha da ötesi: Ne Refah'a oy vermiştim, ne de Doğru Yol'a...
Yine de 28 Şubat'a karşıydım. Basit bir sebeple: Demokrasiye ve hukuk devletine aykırıydı yapılanlar...
Olaya ilkeler açısından baktığınızda, CHP Başkanının siyasi sefaletini daha da iyi anlıyorsunuz.