Konya'dan Cumhuriyet Savcısı okurumuz Faruk Geyik uyarıyor: "Sizin de dikkat çektiğiniz gibi rövanş kelimesi bir anlamda intikam almayı ifade eder. En azından 'mukabele- i bilmisil'dir. Örnek; sövene sövmek rövanştır. Her ikisi de kötüdür ve suçtur. İşlenen suçların yargılamaya tabi tutulması, suçlu bulunanların cezalandırılması 'suç' olabilir mi ki rövanş olsun? Rövanş kelimesinin hiçbir zaman kullanılamayacağı bir alandır yargılama faaliyeti..."
Faruk Beye yüzde yüz katılıyorum. Bence olay... Savcı açısından, kanunlar bağlamında suçu ve suçluyu belirleyip mahkemeye sunma... Yargıç açısından da, meselenin hukuk terazisinde tartılıp adaletin oluşturulmasıdır.
Gerçekten de yargıda rövanş olmaz. Eğer olursa, yargı buharlaşır, yerini dişe-diş, göze-göz mantığı alır.
Ama bir dakika! Peki ya darbeye maruz kalmış siyasetçiler... Askerin devirdiği partilere oy vermiş seçmenler... Ya da meseleye demokrasi ve hukuk devleti penceresinden bakanlar için de durum öyle mi?
Hukukçu olmayan bu kesimler açısından, 28 Şubat darbesinin soruşturulması ve (inşallah) yargılanması rövanştır... Darbecilerin ve yardakçılarının mahkemeye çıkarıldığı gün biz parti düzenleyeceğiz!
Not: Dün Yeni Şafak'tan Abdülkadir Selvi yazdı... 28 Şubat döneminde Çetin Doğan, 'Onu bakanlığın önünde kazığa oturturum' diye haber gönderdiğinde... İçişleri Bakanı Meral Akşener mesajı şöyle iade etmiş: "Ben tarih hocasıyım; bilirim. Kazıklı Voyvoda tarihe ib.e olarak geçmiştir." Çetin Doğan, Balyoz Davası'ndan ceza alırsa, Akşener ne yapar dersiniz?