Kendİme göre tüm hesapları yapmıştım: Pazar gecesi diziyi izleyecek... Ertesi gün tatile çıkacak... Sekiz gün sonra Türkiye'ye dönecek... Dizinin kaçırdığım bölümünü de perşembe gecesi verilen tekrarda yakalayacaktım...
'Dizi' dediğim CNBC-e'de pazar geceleri yayınlanan '24'... Eşimle ben tam bir '24' tutkunuyuz.
Geçen yıl ilk bölümü gösterilmişti. Ajan Jack Bauer'ın maceralarını soluk soluğa izlemiştik. Hem de ne izleme! Hafta sonu programımızı 24'e göre ayarlıyorduk.
Dizinin ikinci bölümünde de durum değişmedi. Hatta programın bu kez 22:00'ye alınması iyi olmuştu. Çünkü saat 19:00-21:00 arasında maçlar oynanıyordu. Özetler, yorumlar derken 22:00'yi buluyorduk. Böylece bir keyif bitiyor, diğeri başlıyordu.
1 Şubat pazar günü diğerlerinden biraz farklıydı. Bavul hazırlama heyecanıyla, yolculuğa çıkma stresi üst düzeydeydi. Buna Fenerbahçe'nin Trabzon'a karşı aldığı galibiyetin sevinci eklenmişti.
Saat 22:00'de futbolu bırakıp CNBC-e'ye zapladım. Karşıma bir film çıktı: 'Wanda Adında Bir Balık.' Nasıl yani? Hani '24'?
Gazeteye baktım: Olamaz! Dizi iki saat önceye, yani 20:00'ye alınmıştı. Bu sezon 24'ü hiç kaçırmadığımız için tekrarını bir kez dahi izlememiştik. Kuşkulandım: Yoksa? Evet, tekrarı da pazartesi günüydü.
Yıkıldık!
Olayın gazozu kaçmıştı. Çünkü dizinin iki bölümünü birden kaçırıyorduk. Artık seyretmenin bir anlamı kalmamıştı. Gerçekten kötü bir histi. 'Hevesi kursağında kalmak' deyiminin tam karşılığı bu olsa gerek.
CNBC-e niye böyle bir şey yaptı? Anlayabilmiş değilim. Diğer seyircilerin hissiyatını bilemem ama bu kararı alan yöneticiler bizi çok üzdüler. Çok!