Adada her şeyin kaydı tutuluyor, her şey için izin alınıyor. Örneğin 'coco-taxi' dedikleri, (fotoğrafını gördüğünüz) iki kişilik, son derece şirin motosikletli taksileri var.
Bunlardan birine bindiğinizde şoför durumu defterine kaydediyor. Polis taksiyi durduruyor ve şoförün kaydı yapıp yapmadığına bakıyor. Özetle Küba'da her şey devletin denetimi altında. Ama...
***
Küba, ABD ambargosuna karşı Sovyetler Birliği ile ittifak halindeydi. Sovyetler gerektiğinde Küba mallarını dünya fiyatlarının üstünde satın alıyordu. Ancak Sovyetler 1990'ların başında dağıldı. Bu durum Küba'yı da vurdu. Ve yönetim iki önemli tedbir aldı: 1) Yabancı şirketlerle ortaklığa gitti. 2) Turizme ağırlık verdi.
Sonuç: Küba bugün fahişe kaynıyor. Sadece erkekler değil, çok sayıda orta yaşlı Avrupalı kadın ve gey de seks satın almaya gidiyor.
Katmerli bir 'acı' var burada: Sadece ekonominin çökmesi fahişeliği artırmamış... Her şeyi denetleyen devlet, fahişeliğe açıkça göz yumuyor. Örneğin kimi barlarda 'üniformalı' çiçekçiler, cüzdanı şişkin 'tonton amca'ya eşlik eden çıtır kızlara metazori çiçek aldırıyor.
Küba devleti istese bugünden yarına fuhuşa son verebilir. Ancak bu kararın turizmi bitireceğini bildiği için üç maymunu oynuyor.
Not: Bir okurumuz dünkü yazım üzerine esprili bir mesaj göndermiş. Şöyle: "Mohitodaki 'nane'den başka ne 'nane'ler yedin Küba'da? Açıkla; yoksa biz açıklarız ona göre."
Hemen cevap vereyim: 1) Siyahlardan haz etmem. 2) Küba'ya eşimle gittim!