Ben size dedim, bırakın şu DM'den yürüme işlerini diye. Efendim, bilmeyenlere anlatmak görevimizdir... (Başka görev edinemedin, DM anlatıyorsun, aferin kızım Ayşe!) Öncelikle DM nedir? Direct Message, yani direkt mesaj. DM, bir sosyal medya tabiri; takip ettiğin kişiye açıktan değil, özelden attığın mesajlar demek. Kimse görmeden, ona özel... Bunu size iş için ulaşamayanlar da kullanabilir, okumanız için bir link de atılabilir. Esasen kötü bir durum değil yani, pratik...
Fakat bir de DM'den ona buna saranlar, çapkınlık yapanlar var. Peki kaba tabirle, DM'den yürümek nedir? Yeni nesil flörtleşme, yazma, asılmadır. Bunun 'Merhaba, n'aber?' ile atılan zarfları da vardır, iltifat yağdıranı da, ilan-ı aşk edeni de... Öyle bir sanal yoklama ve zorlama hali yani. Çapkınlar için bulunmaz nimet. Eşin ya da sevgilin, DM'deki yazışmaları telefon mesajlarında bulamaz çünkü. Facebook'taki gibi yakalanması kolay değil. Karşı tarafta telefon numaran olmadığı için kurtulman bebek işi. 'Bas block'u, gelsin sıradaki' hesabı...
Son dönemdeki durum ise fena. Kimin fotoğrafını beğensen, kadın ya da erkek fark etmez, yazıyor DM'den. En son Arda Turan-Ebru Şallı yazışmaları döküldü ortalığa. Ebru Şallı da bunu kabul etti ve 'Ne var ki, arkadaşım...' cevabını verdi.
Ama ben yine de diyorum size, bırakın şu DM'den yürüme işlerini; yürümeyin, yürütmeyin. Bunun hack'lenmesi var, block'lanması var, sosyal medya sapığı gibi kendini onun bunun hesabını incelerken bulmak var... Girmeyin bu işlere...
Kendine güvenen şöyle gelsin; bıraksın DM'i, dile gelsin değil mi ama...