Altın Kelebek Ödül Töreni öyleydi, böyleydi. Yazıldı, çizildi, sosyal medya ahalisi eleştiride sınır tanımadı. Töreni eleştirenler, birçok yönden haksız sayılmazdı hani. Davetlileri memnun etmeyen oturma düzeni, ödül alanların 'az konuşsunlar' derken hiç konuşturulmaması...
Sunucu Okan Bayülgen'in esasen en iyi yaptığı işi, şakaların ayarını kaçırmak suretiyle batırması...
(Dolunay etkisi mi acaba ya da kuliste çok mu sinirlendi?) Ödül dağılımının kafalarda oluşturduğu soru işaretleri ve Banu Alkan krizi... Ki bu krizle ilgili bi' şey söylemek isterim...
Zorlu Center'daki Altın Kelebek Ödül Töreni'ne tabii ki gittim çünkü eğlence dünyamız için fevkalade önemli bir gece. Açık söyleyeyim; o kadar kalabalıktı ki, ortada bir şaşkınlık söz konusuydu. Kırmızı halıdan geçtikten sonra VIP Lounge'a gittim. Bünyede bir tutam kalabalık fobisi olduğundan, en iyisi şu kalabalık yerleşene kadar burada oturayım dedim.
O sırada Banu Alkan ve saz heyeti, VIP Lounge'a girdi. Tam karşımdaki koltuklara oturdular. Gelip kendileriyle ilgilenen de olmadı.
Yarım saat sonra ben VIP Lounge'tan çıkıp Cihangir Hazine'deki partiye giderken, (Evet kalabalıktan sebep salona girmedim, erken çıkıp yemeğe gittim) Banu Alkan hâlâ orada oturmaktaydı.
Gözlemime dayanan fikrimi sorarsanız; kendini sahneye atıp "Türk sinemasının en güzel kadınını göremiyorum, sayın Banu Alkan!" diyen kişi, Alkan'ın salona alınmaması ve dışarıda bekletilmesi üzerine bu atağı yaptı.
Sonunda amacına da ulaştı. Uzun zamandır adı bile geçmeyen Banu Alkan; iki gündür televizyonda, yazılı basında, sosyal medyada, internet medyasında en çok konuşulanların başında.
Dünya zaten manyak, ünlülerin dünyası duble manyak!
Neyse efendim, ben esasen başka bi' şeyi yazmak istedim.
KALKMAK AYIPTIR
Hani şu canlı yayına da yansıyan, salondaki boş koltuklar meselesi... Bunun sorumlusu menajerler, basın danışmanları ve sanatçılardır. İzleyin bakalım Oscar, Grammy, Emmy ve MTV ödül gecelerini... Yayının ortasından itibaren protokolde boş koltuk görmeniz mümkün mü? Asla! Menajerler; sanatçılarını alır, önceden belirlenen saatte tören alanına getirir, belirlenen sırayla kırmızı halı röportajlarını yaptırır ve önceden belirlenen yere oturtur. Menajeri, yanına gelip onu almadan ve 'Kalkabilirsin' demeden yerinden kıpırdamaz.
Sahneye çıkacak sanatçı; koltuğundan alınıp kulise götürülür, işi bitince yine yerine oturtulur.
Çünkü milyonlara yapılan bir canlı yayın vardır. Ödülünü alan çekip gitmez, 'Dışarıda sigara/içki içeyim' diye kafasına göre çıkmaz.
Çünkü bu; işine, aldığın ödüle, ekranları başına oturup sevdiği ünlüleri bir arada görmek isteyen seyircilere saygısızlıktır, ayıptır. Sadece telefona cevap vermenin yeterli olduğunu sanan herkesin menajer olduğu şov dünyamızda, ben kime ne konuşuyorum...
Böyle gecelerde özenli davranılmayacak, iki saat sabredilmeyecekse; sektörün başına gelenleri, bilet almayan seyircileri suçlamasınlar bence.