Geçen haftanın tüm bültenlere giren aksiyon haberiydi. Eminönü'nde ünlü(!) bir çiğ köfteci, dükkanının yakınlarında gitar çalıp şarkı söyleyen iki sokak müzisyeni gence saldırıp darp ediyordu.
Meğer o arkadaş, aksiliği, sert tavırları, hatta dayağıyla pek ünlüymüş. Çiğ köfte almaya gelenlere türlü eziyetler yaparmış.
Haberde de izledik, "Aç bakiyim şu poşeti, aç diyorum, ne bakıyorsun?
Tamam mı, yeter mi, hadi defol şimdi buradan" diyor ve müşterisinin ensesine bir de şaplak atıyordu.
Benim garibime giden ise çiğköfte dükkanının önündeki eksilmeyen uzun kuyruktu. Düşünebiliyor musunuz, millet azar işitmek, aşağılanmak, hatta ensesine tokat yemek için çiğ köfte büfesinin önünde kuyruk oluyordu.
Sonra da 'Sokaklardaki şiddeti nasıl önleyeceğiz?' diye kara kara düşünüyoruz. Yahu müptelası olmuşuz, müptelası...
Daha ötesi var mı!