Ali Kocatepe'den söz ediyorum..
1971'den beri arkadaşız. 1980'li yılların başında üç yıl ayni evde yaşadık, öylesi..
Hayatta bir kusuru var. Kendine âşık.. Odasında duvar görünmezdi, boydan boya astığı kendi resimlerinden. Odasından kapıya kadar olan holün iki yanında da, nerdeyse yapışık aynalar.. Sabah evden çıkarken, her ayna önünde durur, kendisine bakardı. Bu yüzden odasından kapıya varması yarım saati alırdı. Alsın bana ne, demem mümkün değil. Ben her sabah kapıda bekliyorum çünkü..
Adını görmeye de bayılırdı. Örnek..
Gökben'e albüm yapmış.. Hani 33'lük. Önlü arkalı kapakta 27 kez "Ali Kocatepe" yazıyor.. "Gökben" bir kere..
"Söz ve müzik, Ali Kocatepe" yazmıyor mesela.. "Söz Ali Kocatepe, Müzik Ali Kocatepe" yazıyor ki, iki kez yazılsın, iki kez okunsun..
O sıralar Gökben albümüne çalışıyor. Bir yabancı şarkıya söz yazmış. Okudum. Berbat.. "Sen yaz o zaman" dedi. "Olur" dedim. O günlerde elimde bir roman var, okuyorum. Johannes Mario Simmel'in "Aşk Dediğin Laftır" adlı polisiyesi..
Laf hoşuma gitti. Şarkının adını öyle koydum. Kendi kafamdaki sevmek ve sevilmek felsefesini sözlere yerleştirdim, esas olanın sevilmek değil, sevmek olduğunu anlatarak. Söylemeye gerek yok. Para mara da almadım ha.. Gökben teklif etti.
Ona da "Hediyem olsun" dedim.. Dosta yardımın parası mı olur?.
Albüm çıktı.. Elime aldım..
"Aşk Dediğin Laftır!.."
Altında parantez.. (Söz: Ali Kocatepe/ Hıncal Uluç.)
Bre aman. Şarkıda Ali'nin kelimesi değil, harfi yok..
Uzun uzun dalga geçtim Ali'yle..
Şimdi niye yazdım bunu..
NTV bir belgesel dizi yayınlıyor, Türk Pop Müziği tarihi üzerine.. Kaydetmiştim, dün izliyorum.. Gökben'e, albüme geldi sıra.. Ve tabii, zamanında Gökben'in en büyük hiti olan Aşk Dediğin Laftır'a..
Ali yayına konuk.. Gökben'i ve albümü anlattı, canlı.. Aşk Dediğin Laftır bölümünü gargaraya getirerek. Az sonra şarkı girdi yayına.. Derken üzerine tanıtım satırı bindi.
"Aşk Dediğin Laftır / Söz: Ali Kocatepe, Hıncal Uluç)."