Galatasaray'ın Adnan'dan kurtulması, bir spor ya da polemik konusu değil.. Tamamen ekonomik..
Galatasaray camiası başkanına ateş püskürüyor. Sebepleri Radikal'de (Bu konuda en alkışlanacak yayını Radikal yapıyor. Uğur Vardan ve arkadaşlarını kutlarım. "Ne şiş yansın, ne kebap" demeden gazetecilik yapıyorlar çünkü.) Bener Orhan özetliyor sebepleri..
"Özhan Canaydın'a ve Galatasaray'a dilenci göndermesi yapan TOKİ Başkanının olayları tahrik eden konuşmasına en sert tepkiyi göstermesi gerekirken "Doğru" diye onayladığı için. Stadı terk eden Egemen Bağış'ın fırçasına tek kelime edemediği için.. Ayni bakanın 24 yaşındaki danışmanının "Kuş beyinliler", Spor AŞ. Genel Müdür Yardımcısı'nın "Babaları belli değil bunların", bir politikacının "İdrakten mahrum sefiller" diye bir gurup Galatasaraylıya sövmesine ortam hazırladığı için. Galatasaray'ın, Seyrantepe'yi Mecidiyeköy karşılığı aldığını açıklamaya dahi cesaret edemediği için.. Bir takım Galatasaraylıları "Islık çaldılar diye polise ihbar ettiği için.. Ali Sami Yen adını üç kuruşa sattığı için.."
Bunlar ayrı.. Benim konum tamamen ekonomik.
Ekonomik..
Yani, Galatasaray batabilir..
Adnan Polat, başkanlıkta kalmakta direnirse, Galatasaray batabilir..
Başbakan daha ilk gece "Devlete ait bu stadın sadece kullanım hakkı Galatasaray'da. Ama onun da sözleşmesi henüz imzalanmadı" diye aba altından sopa gösterdi. Beş ay sonra bu ülkede seçimler olmasaydı, o sopa, aba altında da kalmazdı aslında. Ama hangi siyasal lider, milyonlarca oyu olan bir camiayı, hem de spor gibi fanatizm dolu bir camiayı, seçim yılında karşısına almak ister..
Ama unutmayın. Türkiye, kraldan fazla kralcılar ülkesidir.. Üstelik Galatasaray kulübü kongre üyesi olmasına ve Arena için cebinden çıkan bütün parayı, Ali Sami Yen arazisini pazarlayarak fazlası ile geri almasına rağmen, TOKİ Başkanının tavrını ve konuşmasını ve karşısında Galatasaray Başkanı ünvanı taşıyan şahsın sus pus olmasını hatırlayın..
Sanem Altan, Vatan'daki yazısında altını çizmiş..
Galatasaray'ın geleceğini kurtaracak üç büyük proje var..
Riva.. İstanbul Büyük Şehir Belediyesinin kararına bağlı..
Florya'nın taşınması ve yerine villalar yapılması.. Büyük Şehir Belediyesine bağlı..
Florya'daki altyapı tesislerinin taşınacağı yeni arazinin tahsisi.. Devlete ve Büyük Şehir Belediyesine bağlı..
Büyük Şehir kime bağlı.. Başbakana..
Aşağı yukarı bir milyar lirayı geçen projeler bunlar. İyi bir santrfor transferi için 10 milyon lira bulamayan Galatasaray'ın bugün bir milyar lirayı (Eski parayla 1 katrilyon) kayba tahammülü var mı?.
Peki, Arena'nın daha yapılması gereken tonla işi var. Çevre düzenlemesi ve oto parklar.. Yollar.. Kim yapacak?.
Kara yolları ve Büyük Şehir..
Kime bağlı bunlar.. Başbakana..
Başbakan "Yapmayın" demez. Ama ona bağlı olanlar yapmaz, ya da yavaşlatırlarsa, Arena'nın yapımındaki aksamalarda olduğu gibi "Bu stat bitecek" diye gürler mi, yoksa omuz silkip geçer mi?.
Tahmin edin bakalım..
Arena'nın açılışındaki olayların bile bile lades olduğunu herkes biliyor.
Tek sorumlunun Adnan Polat olduğunu da herkes biliyor.
Şimdi, beş on ıslıkçıyı teşhir etmekle, başbakanın ünlü öfkesinin tatmin olmayacağını da herkes biliyor.
Başbakan öfkeli olunca etrafının tavrının ne olacağını da herkes biliyor.
Kimse kimseyi kandırmasın.
Galatasaray'da suların durulması, iktidarın öfkesinin yatıştırılması, ancak en büyük sorumlunun, günahlarının kefaretini ödemesiyle mümkündür.
Adnan Polat, ortaya çıkıp bir öz eleştiri yapmalı ve Galatasaray Başkanlığından, hatta Galatasaray'dan istifa etmelidir.
Başka türlü bu fırtına dinmez ve 1 milyar liralık bir yükün altına düşecek zaten ekonomik dar boğazdaki Galatasaray batar..
"Batmaz" falan diye hamaset edebiyatı yapmasın kimse..
Ekonomi battı mı, ülkeler batıyor, günümüzde..Bir kulübün lafı mı olur?..