Salı akşamı.. TRT bilmem kaç.. Ekranda dört yıl önceki Sydney oyunlarından band yayın.. Bir Alman ile bir Slovak güreşiyor..
TRT, Türk halkı ile alay ediyor.. Olimpiyatlara bir hafta kala, benim ödediğim paralarla yayın yapan TRT'nin dakikası kimbilir kaça mal olan yayını bu mu?..
TRT'nin spor servisi kaç kişi.. Sözleşmeli, anlaşmalı olanlarla, yıllık maliyeti ne?.. Bu koskoca servis, Olimpiyat yayını diye bunu mu yapar?.. Olimpiyatlar uçakla 45 dakika mesafede.. Türkiye son yılların en büyük kafilelerinden biri ile katılıyor. Dünya yıkılıyor..
TRT uykuda.. Gaflet, dalalet ve hıyanet uykusunda.. Dört yıl evvel Alman'la Slovak'ın yaptığı güreşi yayınlıyor.. Yayınlamaya cesaret ediyor ve bunun hesabını kimse sormuyor.
Şenol Demiröz genel müdür olduğundan bu yana, hemen her türlü teklif aldım.. Program.. Yorumculuk.. Olimpiyat yorumculuğu.. Hepsini geri çevirdim.. Genel Müdüre "Size sadece fikirlerimi söyleyebilirim. Ancak öyle yardımcı olabilirim" dedim.. Ben TRT'ye bir tek program yaptım.. Onlar istemeden.. Kendim önerdim. Bizi kovdular. Ben de başkasına bakmadım bile..
Şimdi duruma bakıyorum.. Halkın parası ile, halkın gelişmesine katkıda bulunmak görevi ile kurulmuş TRT, anayasal sorumluluklarını bir kenara atıp, futbol popülizmine düşüyor.. İşin başında da bizzat Sevgili Şenol kardeşim var..
O zaman "Düş Sezar" demekten başka çare kalmıyor.
Büyük ümitlerlerimiz vardı, Demiröz konusunda.. İçeriden geldiği için.. İstanbul Belediyesi Kültür Dairesi Başkanı iken yaptıklarını gördüğümüzden..
Özel TV'lerle futbol popülizmi yarışına girmiş, reyting peşindeki TRT'nin Genel Müdürü ile oturup "Spor için neler yapılabilir" konuşması yapmanın bundan böyle anlamı var mı?.