"Bravo" diye yazmıştım.. İstanbul Hisar'da sandviç satan büfeyi her gece Maliye ekiplerinin yakından izlediğini görünce..
"İşte bu" demiştim.. "Bu ülkede en büyük vergi kaçağı eğlence ve yemek sektöründe.. Maliye büfelere kadar indi ise, yakında bu işin sonunu alırız."
Bu arada da, İzmir kaynaklı gazete haberlerine dayanarak, sormuştum..
Granada Beach'te adam başı ön masalardan 1 milyar 200 milyon, arka masalardan 600 milyon hesap alınmış.. Peki o gece Granada kaç para hasılat gösterdi. Gülben Ergen kelle başı milyarlık şovdan ne aldı?..
Maliye Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Salih Fendi aradı.. Konuştuk.. Sonra faks çekti..
Diyor ki bakanlık.. "Yoğun ve Yaygın vergi denetimleri özellikle büyük illerimizde sürekli olarak yapılmaktadır. Haziran, temmuz döneminde İzmir ilinde 6125 mükellef denetlenmiş ve 552 milyar 660 milyon lira ceza kesilmiştir. Çeşme ilçesinde ise 397 tutanak düzenlenmiş ve 250 milyar 298 milyon lira ceza kesilmiştir."
Şimdi cezalar gerçekten buysa, halkı soyan iş yeri sahipleri zil takıp oynuyorlardır. Çünkü, örneğin tüm Çeşme ilçesinin iki aylık toplam cezası, bir Gülben Ergen gecesi hasılatının yarısı değildir.
Vergi Usul Kanunu 5. Maddesi Vergi Mahremiyeti kapsamına girdiğinden açıklanmamak kaydı ile bana verilen bilgiler var. Yazamıyorum..
Ama zavallı Gülben Ergen.. Meğer star falan değil.. Üvertürmüş o.. Fiyatı o.. Onun sırtından adam başı 1 milyar 200 milyon liraya masa satmışlar. Gülben'e verdikleri üç otuz para..
Sevgili Gülben.. Sana Granada'nın verdiğinden bir milyar da fazla veririm. Ayda bir gelip benim arka bahçede arkadaşlarıma söyler misin?.
O Granada'ya da ceza yazmışlar.. Ne mi?.. Ön masanın bahşisi.. Vallahi o kadar..
O zaman bu denetimler niye yapılıyor?.. Mali Müfettişlerinin bu ülkeye, yani vergisini her ayın başında üstelik peşin ödeyen ücretlilere maliyeti, bu cezaların toplamından fazladır.. O zaman kaldırın denetimi, dağıtın teşkilatı, hiç değilse daha fazla zarar etmeyelim..
Sayın Maliye Bakanı'na bir çağrım var..
İçerde hiç denetleme yapmasın müfettişleriniz.. Üç otuz para komik cezalar için gerek yok..
Kapının önünde dursunlar ve çıkan herkesten "Fiş" sorsunlar.. Hani şu unuttuğumuz KDV fişi.. Tüm eğlence yerleri ve restoranlara fiş kesmeyi zorunlu hale getirsek, bakın bu katrilyonlara varan kaçak mümkün olur mu?..
Dünyanın her ülkesinde fiş kesmeyi kasayı değil, kapının dışında müşteriyi denetleyen maliye müfettişleri yerleştirdiler.. Bu niye bizde olmaz peki?..
Bakın aradan 40 yıl geçti.. Hala aklımda.. Atina'da sokaktaki bir gazete büfesinden bir tesbih aldım, minik.. 1 dolar.. İki adım atmadım, yanıma biri yanaştı.. "Fişinizi gösterir misiniz" diye.. Turistim diye kurtardım paçayı.. Yunanlı olsam yanmıştım..
30 yıl geçti.. Unutmuyorum.. Reno'da, kentin dışında dağ başında bir çiftlik evi çıktı verilen adres.. İkinci el kitap satan bir yer.. Sahaf yani.. Beş altı kitap seçtik Holly ile.. Pazarlık ettik. İkinci el ya.. Fiyatı kesin değil.. Anlaştık. Kadın yazar kasanın başına geçip fiş kesti..
Dayanamayıp sordum.. "Bura dağ başı.. İn cin yok.. Üstelik bunlar fiyatları rasgele belirlenen kitaplar.. Fiş kesmeseniz, ya da eksik kesseniz ne olur?.. Kim bilecek, kim denetleyecek?.."
"Ya siz vergi memuru iseniz.." dedi.. Amerikalı denetimden işte böyle korkuyor.. Vergi kaçırırırsa yakalanacağını biliyor. Yakalanınca da, anasının belleneceğini.. Amerika'da adam öldür serbest.. İki şey yaptın mı yanarsın.. Yalan beyan bir. Vergi kaçırmak iki..
Gelmiş geçmiş en başarılı başkanlardan Nixon yalan söylediği için bitti.. Dünyanın en büyük canilerinden, mafya babası Al Capone, vergi kaçırdığı için içeri alınıp, mahkum edildi.
Hani bizde bu korkuyu veren cezalar.. Hani bizde yakalanma korkusu..
Yakalanmazsın ya.. Yakalanırsan da bahşiş kadar ceza ödersin.. Maliye teşhir etmekten bile korkuyor..
"Denetledik.. Gülben Ergen meğer gece şu kadar alıyormuş" dahi diyemiyorlar!..
Bu ülkede vergi kaçırmaya teşvik yasaları ve uygulamaları var. Halkın günahı ne?..
Kaçırmayan ahmak!..
Maliye Bakanımızın kendisi, sözcüleri değil, kendisi ne düşünür, ne der, onu merak ediyorum da..