Siyasi iktidarın Yargı'yı ele geçirdiğini iddia edenler, bir zahmet 15. Ağır Ceza Mahkemesi savcısı Cihan Kansız'ın iddianamesine göz atsınlar. Yargıyı, kimler, nasıl etkilemeye çalışmış...
Avukat Tülay Bekâr, Batı Trakya dergisi haber müdürü; Veli Küçük aynı derginin Yayın Kurulu Başkanı; Kemal Kerinçsiz bu derginin hukuk müşaviri.
Bekâr'ın, Ergenekon davasına bakan 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Köksal Şengün'le duygusal bir bağı mevcut. Bundan yararlanarak onu yönlendiriyor. İstifa etmesini, sonradan da bir basın açıklaması yapmasını istiyor. "Yer yerinden oynasın" diyor (28 Mart 2009 ve 9 Ekim 2009 Bekâr ve Şengün'ün telefon görüşmeleri)
Tülay Bekâr, Köksal Şengün'ü eski Adalet bakanlarından Seyfi Oktay'la da buluşturuyor. Şengün'ün, Seyfi Oktay'a büyük sevgisi olduğunu, gene Tülay Bekâr'ın konuşmalarından öğreniyoruz. (Köksal Şengün'ün Seyfi Oktay ile 14 Nisan 2009'da Ankara Vonalı Celal Restoran'da, 16 Eylül 2009'da, İstanbul Uludağ Restoran'da buluşmaları teknik takibe takılıyor)
Başka bir buluşmanın daha olduğu, Tülay Bekâr ile Seyfi Oktay'ın telefon görüşmesinden anlaşılıyor. (Seyfi Oktay: Ne güzel sofra hazırlamışsınız... Başkanı sıkmadık değil mi? Bekâr: Güvenmese sizinle olmazdı. O, sizi çok seviyor... Oktay: Hiç değilse Haberal'ı bıraksa iyi olur. Tarih: 2 Ağustos 2009)
Bütün bu görüşme ya da buluşmalar yargıyı etkileme teşebbüsü sayılsa dahi, bunun "Ergenekon adına" yapıldığı söylenebilir mi? Belki sadece, sempati duyulan dost isimlerin tutukluluğunun sona ermesi için yapılan temaslar söz konusudur. En azından Seyfi Oktay açısından. Seyfi Oktay'ın, hâkim Köksal Şengün ile, Vonalı Celal restoranda buluşmasından bir gün sonra, 15 Nisan'da Tülay Bekâr ile yaptığı konuşmaya göz atalım. Seyfi Oktay istifa olayına karşı çıkıyor. Aynı örgütün mensubu olduklarını gösteren bir koordinasyon yok. (Tülay Bekâr: Emekliliğini istesin; sonra büyük bir açıklama yapsın. Seyfi Oktay: Ama bu yerleri kaybetmemek lazım. Bu bir rejim mücadelesidir. Atatürk gibi davranacak kesin kararlı insanlara ihtiyaç var.)