Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un, ifadeye çağrılması önemli bir gelişme. Konunun, sadece İnternet Andıcı ile sınırlı olmadığını tahmin ediyorum. Zira kara propaganda siteleri, Dursun Çiçek imzalı, İrtica ile Mücadele Eylem Planı davasıyla birleştirildi.
Bu konuda birkaç bilgi vereyim:
Taraf Gazetesi 4 Şubat 2009'da, "kara propaganda" aracı olan 35 internet sitesinin ismini yayınladı. Bunun ardından söz konusu siteler sessizce kapatıldı; ama arşivler silinmedi. Bu sitelerin bazıları, Gülen cemaati ve AK Parti'yi hedef almıştı. Türkiye'de irticaın yaygınlaştığı propagandasını yapıyordu.
Siteler kapatıldıktan sonra, Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Hasan Iğsız'ın talimatıyla, 4 yeni sitenin kurulması çalışmalarını başlatan Andıç, tıpkı İrtica ile Mücadele Eylem Planı gibi, Nisan 2009 tarihini taşıyordu. Gölcük Donanma Komutanlığı'nda ele geçen ve İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nın taslağı olduğu belirtilen Proje isimli belgede, (son kayıt 2008) şöyle bir cümle vardı: "Gri ve kara propaganda yöntemleri kullanabilecek nitelikte sanal ağ siteleri kurulacak...
İnternet siteleri, güvenilir kişiler üzerinden, uygun personelce oluşturulacak ve kurum riske atılmayacak." Nitekim Bilgi Destek Dairesi'nde görev yapan şube müdürleri üzerine, onların kredi kartlarıyla 4 yeni site oluşturuldu. Ama bildiğimiz kadarıyla bu siteler faaliyete geçirilmedi.
12 Haziran 2009'da, gene Taraf'ta, Dursun Çiçek imzalı, Gülen cemaati ve AK Parti'yi hedef alan İrtica ile Mücadele Eylem Planı yayınlandı. 4 Şubat'tan sonra, internet siteleri kapatılmış ama arşivlerine dokunulmamıştı. Taraf'ın 12 Haziran yayınını takip eden günlerde, Genelkurmay Karargâhı'ndaki internet sitelerinin arşivlerinin bulunduğu bilgisayar ve "server"lar, geri getirilmeyecek şekilde silindi. Evraklar da kırpılarak imha edildi (19-20 Haziran 2009). Bütün bu gelişmelerin İlker Başbuğ'un bilgisi haricinde olması beklenemez. Zaten, Hasan Iğsız ile Harekât Başkanı Mehmet Eröz, Başbuğ'un haberi olduğunu söylüyor. İrtica ile Mücadele Eylem Planı talimatını da Genelkurmay İkinci Başkanı Hasan Iğsız vermişti. İlker Başbuğ'un bu önemli belgeyi "kâğıt parçası" olarak değerlendirdiği, toprak altından çıkan law silahlarına da "boru" dediğini kim hatırlamıyor ki! Ama daha sonra ihbarcı subayın, Dursun Çiçek'in ıslak imzasını taşıyan belge aslını yetkililere ulaştırması ile inkâr senaryoları sonuçsuz kaldı.
Hem İnternet Andıcı, hem İrtica ile Mücadele Eylem Planı Genelkurmay İkinci Başkanı Hasan Iğsız'ın emri üzerine hazırlandı. İlker Başbuğ'un haberdar olmaması mümkün mü? Ama anayasa gereği Yüce Divan'da (Anayasa Mahkemesi tarafından) yargılanacağını düşünüyorum.