Başörtüsüne yönelik sınırlamaları ne kadar eleştirdiğim herkesin malumu. Ama hükûmetin sadece bu meseleye kapaklanmasını da hiç beğenmiyorum. Aleviler, hâlâ zorunlu din derslerine girmekle yükümlü. Diyarbakır'daki KCK davası, endişe veren beklentiler doğurdu. Üstüne üstlük, başbakan, Kızılcahamam toplantısının kapanışında, Barış ve Demokrasi Partisi'ne (BDP) ağır sözlerle yüklendi. "Şu aldıkları oyun kıymeti harbiyesi yok" diyerek, silâh ve tehditle Kürtlerden destek bulduklarını iddia etti. Oysa BDP'ye, hatta İmralı'ya arkasını dönerek meseleyi halletmek mümkün değil.
Acaba başbakan, zorunlu din derslerinde isteyene muafiyet tanısa, BDP ile ilişkilerini her zaman ılık tutmaya gayret etse, CHP'nin önerisi doğrultusunda YÖK'te yeni bir düzenlemeye gitse, daha kazançlı çıkacağının farkına varamıyor mu? Türkiye'nin başörtüsünden başka sorunları var. Zaten, sadece bu noktada aşırı gayretli görünür, diğerlerinde "ipe un seriyor" izlenimini yaratırsanız, o çok önem verdiğiniz konuyu da kökünden çözemezsiniz. Benden söylemesi...