Almanya Cumhurbaşkanı Wulff Türkiye'yi ziyarete geldi ve bir ilk yaşandı. Abdullah Gül, resmi törene, eşi Hayrünnisa Hanım ile katıldı. Ne mutlu bize, Türkiye artık normalleşiyor. 29 Ekim resepsiyonunun da, fazla gürültü kopmadan tatlıya bağlanmasını umut ediyorum.
Ama bu noktada bazı zorluklar mevcut. Çünkü Kemal Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanından, "bu açılımın, kamuya başörtüsü yerleştirmenin bir başlangıcı sayılmamasına" dair söz istiyor. Bugüne kadar, zaten Gül, eşiyle birlikte resepsiyon düzenliyordu. Askerler ve CHP'liler hariç, herkes de davete katılıyordu. Sadece, gayri tabii bir hal olan, çifte tören kaldırıldı. Artık, resmi zevatın "eşsiz" olarak geldiği gündüz törenleri yapılmayacak. Önceki senelerde, Hayrünnisa Gül, 29 Ekim resepsiyonlarında kocasının yanında durup, davetlileri selâmladığı için, kamuda başörtülü memur çalıştırıldı mı? Bu zaten Kılık Kıyafet Yönetmeliği'ne aykırı. Fakat gün gelir, toplumun buna hazır olduğu hissedilir, başörtülülerin önündeki bu engel de kalkar. Hayrünnisa Gül'ün başının örtüsüyle, yönetmeliğin öngördüğü kısıtlamaların arasında bir irtibat mı var? Gül, teminat verse dahi, değişim taleplerinin önüne uzun vadede kim set çekebilir?