Siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin zorlaştırıcı hükümler de, büyük tartışmalarla TBMM'de kabul edildi. AK Parti böylece ilk önemli sınavını vermiş oldu. Kritik bir maddeydi. 330'un altına düşebilirlerdi; düşmediler. Beni asıl şaşırtan, Barış ve Demokrasi Partisi'nin (BDP) kendisini yakından ilgilendiren bu maddeye bile destek vermemesi. Birinci tur bu şekilde geçtikten sonra, acaba, ikinci turda farklı bir tavır benimsenir mi?
Anayasa Mahkemesi, kapatma kararı verince, "Biz buna karşıyız" tavrı içine giren farklı eğilimdeki milletvekilleri, nedense, evvelki gece Meclis'te "Partilerin kapatılması imkânsız hale getiriliyor" diye bağırıp çağırdılar.
Partilerin kapatılması bir sonuç doğuruyor mu? Farklı ad altında yenisi kuruluyor ve yoluna devam ediyor. Ayrıca, her kapatma kararı, seçmenin de cezalandırılması anlamına geliyor.
Uzun yıllara dayanan tecrübenin sonucu olarak diyorum ki: Darbelerin ya da Anayasa Mahkemesi'nin kapattığı partiler hayatiyetini sürdürür. Ama seçmenin sandıkta kapattığı parti bir daha belini doğrultamaz.