Anayasa müzakereleri bıçak sırtında yürüyor. Barış ve Demokrasi Partisi'nin (BDP) kısmen de olsa destek vereceğini düşünmüştüm; yanılmışım. Oysa siyasi partilerin kapatılmasının zorlaştırılması, ya da Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nda (HSYK), Danıştay ve Yargıtay'ın etkisinin azaltılması, bu partiye de yarayabilirdi. Çünkü yeni düzenlemeyle, yargının ideolojik vesayetinin kırılması bekleniyor.
***
Bakalım AK Parti, özellikle hassas maddelerde çoğunluğu sağlayabilecek mi? İlk sınav o noktada verilecek. 330'un altına düşüldüğü takdirde, iktidar partisi için bir başarısızlık söz konusu olacaktır. O zaman,
"Keşke uzlaşılsaydı" gibi özeleştiriler de gündeme gelebilir. Son anda CHP'nin uzattığı el sıkılsaydı, birçok madde daha kolay parlamentodan geçecek, diğerleri müzakere edilirken ise, Meclis daha az gergin olacaktı.
***
Bu arada, hiçbir partinin, anayasanın gereklerine uymadığını söyleyebiliriz. Anayasa değişiklikleri sırasında, grup kararı alınamıyor; her milletvekilinin hür iradesiyle oy kullanması isteniyor. CHP'nin ve BDP'nin, oylama sırasındaki boykotu, bu yüzden anayasaya aykırı bir davranış. Öte yandan, iktidar partisi de, milletvekillerinin oyunu herhalde sıkı bir şekilde denetliyor. O da, anayasanın icaplarına uymuyor.
***
Muhalefetin, canını dişine takarak, milletvekillerinin sıralarını boşaltarak gösterdiği dirençten sonra, her madde için 330 oy ve üstü sağlanabilirse, bu sonuç, AK Parti grubunun başarısı olarak değerlendirilecektir. Paketi referandumdan geçirmek, bana, parlamentoda kabul ettirmekten daha kolay gözüküyor. Bakalım, bu ilk aşamada AK Parti hedefine ulaşabilecek mi?